Hani diyorum ki, sen akrebi olsaydın saatin,
Ben de saatli bombanın pimi,
Ya da kilitli çeyiz sandığının çilingiri,
Gizemli, heyecan verici bir durum,
Ah o gözlerin yok mu,
Bir bakış ötesi uçurum!
Ah yâr, at beni yardan aşağı.

Düşünmesi ne hoş, ne güzel,
Ellerime şimdiden naftalin kokusu bulaştı,
Bir de bulaşsaydın mesela bana,
Mesela rakıyı sek içseydin adabıyla hanım hanımcık,
Ki, ben o işi hiç beceremem,
Ayran niyetine sallardım cacıkla karışık,
Yanında beyaz peynir, bir kaç dilim kavun,
İki lafın da belini kırardık,
Muhabbetin en koyusuyla doyardık,
Hiç şiirsiz olur mu?
Yazan ben, okuyan sen olduktan sonra,
Gel keyfim gel, iyice sokul yanıma.

İçtikçe dolansaydı mesela dilin,
Yuvarlansaydık yerlere boylu boyunca,
Varsın olsun, kelimeleri söyleyemesen de olur,
Bense kör kütük sarhoş olsaydım sana her baktığımda,
Ki, saçlarının kokusu her tarafıma sindi,
Ve sana her baktığımda ayılıp ayılıp,
Tekrar sızsaydım kollarında.

Ah derdim o zaman ah!
Ah bu hiç dert değilmiş çekene,
Ama bir şartla!
Yapışsaydı dilim damağıma,
Kuraklık önce bende başlasaydı,
Sonrası nefis bir yağmur,
Patlayan birer tomurcuk,
Her daim taze bahar,
Dolansaydım dudaklarına,
Muhtemelen çiçekler de açardı,
Gül suyuyla yıkanırdı doğa,
Güneş tebessümünle ısınırdı.

Ben yine bildiğimi okuyacağım,
Dinlemeyeceğim adap madap,
Bildiğin tüm her şeyi unut!
Bir seni dinlerdim gözlerim kapalı,
Bir de isterdim mezene eşlik etmeyi,
Ki, sevabı daha büyük.
İsterdim, mırıldan, susma sabaha kadar,
Yudumlarken kadehimi zerafetinin şerefine,
İç sesim kesin emrederdi,
"Al kollarına, bir güzel uyut!"

Ama gözlerin bu işten muaf tutulsun,
Tutulsun ayın güneşe tutulduğu gibi,
Yapamam bilirsin,
Gözlerine bakmadan yapamam,
Haydi ama, acele etmelisin,
Sarhoş etmelisin, dans etmelisin,
Beni kendine benzetmelisin ki,
Yıkılsın etrafımızda dünya,
Sen ayaklarını bulutlara sağlam bas,
Sevgilim, mutluluktan kucağında ölebilirim!

Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
05-06 Temmuz 2019, Isparta