Şu birikintiyi de geçince, tamam
Toprak yoldayız
Paçalarımız çamurlandı biraz
Biraz da üşüdük ya, olsun

Duvarlarda resimler
Tuhaf söz öbekleri duvarlarda
Kapıda bir tabela
İtinayla anı silinir
Geçin efendim geçin
Bağırmanın anlamı yok
Çaylar tavşan kanı
Simitlerim taze
Ne olacak memleketin hali?
Derya kuzusu bunlar
Denizden yeni çıktı

İyot kokuyor bir yandan
Güneş
Sarı saplı bıçağını bileğliyor
Yürüyoruz öylece
Sahil kalabalık
Sahil ıssız
Sahil kıpırdanmada

Bir asırdan fazla olmuş
Burası top sesi
Burası ölüm sessizliği
Burası başka bir gezegen gibiydi
Acıkınca
Çıkarıp ayakkabılarımızı
Neyse sorma işte
Kan rengi
Fakat kan rengi kızıldı
Biliyorum
Alabildiğine kanamaktı burası

Boyayalım abiler
Çiçekler mis kokulu
Sayın yolcular
Bu vapur kapılarını kapatmak üzeredir
Lütfen binmeye çalışmayınız

Sahil işte sahil
Denize kıyı bir yol
O gün de öyleydi
Hey on beşli on beşli
Hani sen duyup duyup bu türküde oynuyorsun ya
Hey on beşli on beşli
Tokat yolları taşlı
On beşliler geliyor
Yarimin gözü yaşlı
Biz miydik on beşliler
Bizdik evet biz

Bebelere balon
Hadi çocukları sevindirin
Sevindirin çocukları, çocuklukları

Rüzgarın uğultusuyla
Kurşunlarınki karışmıştı birbirine
Körpe avuçlarımızda barut izleri
Az sonra barut da bitti
Süngümüzü tutuyorduk sadece
Mataralarımızda su yok
Çıkınlarımızda azık yok
Fakat geçilmeyecek burası
Bizden sonraki gemiler
Boğazı tamamlayınca
Çanakkale çıkıldı diye yapacaklar anonslarını

Buyrun midye var
Gazeteler yeni geldi

Ölmek nasıl bir duygu?
Hepsi soruyorlar gözleriyle
Yanlarına düşünce fidanlar birer birer
Ölüm nasıl bir duygu
Acemiler soldan yürüsün
Acemiler tüfeklerini yere doğru tutsun
Oysa yerde değil kurşunla bomba
Karşıda tam karşıda

Sayın yolcularımız
Burası sahil
Burası,
ÇANAKKALE...