21
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1525
Okunma

Utanç yüklü şiirlerin kelamında
Uzun çok uzun bir yergi:
Ayaklarında şairin yorgun iklim
Devasa yangın.
Sure sure çalınan ismim
Neydim de neylerim?
Hatırşinas bir yüklemde
Kayıpların mealine özenirim.
Naşında ömrün teyakkuza durduğum;
Aşkın piri satırlarda için için eridiğim
Bir hitabe
Göğün miğferi:
Oldu olacak assınlar ruhumu ve bedenimi.
Kükreyen ılıman yürekte
Saklı keramet:
Meylettiğim derinlerde
Sicilime hakaret adeta
Issızlığın saklı hasreti.
Yalnızlığın ölçüsüz hicranı;
Sevmekten de geri durmayan
Varlığın özlem ve acıyla imtihanı.
Nakşeden bir tomurcukta saklı ismim;
Beyit beyit gezerim ben:
Kimliğimle iştigal
Bir hasret bir aşkı k/özlerim.
Şühedasıyım yorgunluğun;
Yeknesak varlığın erip erişeceği
Belki atıl bir sunum
Şiirin inkârında
Yollara düşüp
Gözümden sakınırken tüm âlemi:
Namert bir kelam olamam
Yanlı bir selamda takılı gözüm
Göğsümde ömrün yükü:
Temaşası günü birlik hüzünlerin…
Bir ikramı bir ikrarı ne mümkün?
Kefil olduğum beylik cümlelerin de özrü
Tıknefes bir gölgede baygın ruhun
Selametle arşınladığım beyhude yokuşun
Bir de mecrası bilinmezin:
Yenik düşmek de değil hani
Vuku bulan asalet
Ne de olsa aşkına yenik düştüm evrenin.
Zaaflarım kadar gurur duyduğum
İçimdeki özün.
İdame ettiğim ömrün vuku bulan
Dirayetine şükrüm.
Nabzımda atmayan yanlışların
Şehla düşlerin de emrine verdiğim
Nefsin günahlarına sirayet eden bedellerle
Yıkadığım ruhumun
Pürü pak vasıfların da tanıklığında
Gıybete düşmeden yolum…
Yol aldığım bazen yol verdiğim
Sitemlerin olmaz elbet inkârı.
Göğe tente kurdum:
Maviden bir ırmak.
Yüreğe sus emri verdim:
Yandan yana yürüyen çaylak bir kelam
Bazen sıfatların yağdığı
Ahkâmlardan kayıp giden yaşlarıma
Sadece Yaratanın tanıklığı
Bir ölüp bir dirildiğim
İstanbul semalarında.
Yangın bildiğim ömrün
Günü birlik telaşı
Aslında erdemin,
İhlâsın ve vefanın seyri
Yine doğan ayın cemalinde
Yüz yıllık ömrü belki bitimsiz emellerin.
Zaruri bir düşüş.
Bir sunum belki vazgeçiş;
Ne yanlı ne isyanı soylu bir serzeniş:
Yüreğin infilakı
Her saydam gölgede
Müridi olduğum sevginin ikramı
Günbegün seyreliş.
Toplayalım gidelim hadi;
Geride bırakıp ihaneti ve yalanı.
Sorguda gecikmeden
Öncelikle nefsin terbiyesi
Soylu bir son dileyelim
Olmaz elbette mütereddit ruhun gazabı
Ne de bir alay
Bilip bilmeden yâd ettiğimiz eşrafı.
Sevip de düştüğümüz yollara:
Kekremsi düşlere ve özlem duyduğumuz
Sevgiliye itaat ettiğimiz kadar
İlahi Aşkın tezahürü.
Her gölgede ve kusurda
Kendimizi bulduğumuz kadar
Yüreğin geniş cepheli seyrüseferinde
Bin bir naz ile
Edebi edindiğimiz
Ez kaza ölümü teğet geçtiğimiz
Yine makberin asılı kaldığı gökyüzünde
Bir buse kadar terennüm yüklü
Seven yürekte ihya ettiğimiz
Benliğin mimarı.
Yeniden başa döndüğümüz
Olmasa da mecalimiz
Esir tutulduğumuz asaletin ikramı
Kulluğun hitabesinde bir özne
Tabiri caizse yeniden doğmanın
Teşrif ettiği dönencede
Sabit kılındığımız aşkın şahikası
Temsili bir resimde
Mutluluğa çalım atan âşık yüreğin ibrazı.
5.0
100% (17)