0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2092
Okunma
bir tornavida bulup, bildiğin yerden
ucu nasıl da yıldız, bir şarkıya uzanmıştı
ellerinin arasında kiremit
rahatsız edip
vura vura
vura vura
aynı şeyleri soran aynı zamanda canı sıkılmış
insanların yüzünden kaçtım
bir şehirden yetmezdi veya ülkeden
bilinmeyen yerler bulanlardı zor vakit dostlarım
ellerinde ne gül
ne menekşe
ne de vefada müşkül
bir tutam mutsuzluk
hangi rengi eksik boyanmıştık
yağmur yağdı, kaset çaldı, vakit öyle bir geldi:
herkese karşı bir dargınlık
beni de götür buralardan,
kuşlara
denize
ölmeye diyemedim
ne kalır insanda geriye
çok yakın iken gidememek ve dahası
hangi yazın rüzgarıydı adamın dudağını okşayan
hangi davanın reddine yalnızlıktı
kadının kalbini araştıran.
sonra r geldi, sonra geldiği gibi gitti
ateş önce kavrayanı küle çevirdi
külleri üfleyen rüzgâr özlemle ıslattı
boyanmaya yakın yüzün duvarını
vura vura
vura vura
söküp aldılar içimden içini
içten yıkılan kaleler hayal edip
şarkılara serip hayalini
son kez kahkaha attım
5.0
100% (6)