5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1191
Okunma

Sadece tamamlamaya çalıştığımız
Bir kartpostalın olmayan tarafıydık biz
Bazen bir manzaranın yeşili
Bazen de uçurumun kenarıydık yani
Bir karton parçasına sıralamıştık kederlerimizi..
Karanlık meze olurken mutluluğumuza
Hain bir ay parçası
Gölge düşürürdü hayallerimize,
Yağmurun incinmiş sesinden geçerek
Terkedilmiş duygular dükkanına sığınırdık..
Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu
Ayrılık yağarken mor dağların ucundan
Sol yanımızda sessiz bir inilti ile
Öldürülmüş düşler sokağında saklanırdık
Ne çok fire verdik üstüste
Ne çok anılar yitirdik bu tozlu yolculukta
Mecburi istikametlerin ayrılığı gösteren
O adaletsiz, berduş kavşağında
Büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse..
Biz ki nice amansız badirelerde
serden geçmiştik
Vurulan kuşların kan damlayan
Körpe kanatlarında en çok
Viran bir şehir gibi
Sonunda bizi de çökertmişti
Bu amansız, kancık zelzele..
Üşüşmüştü birer birer çakallar üzerimize
O destursuz, çirkin yağmur,
Taş gibi iniyordu ciğerimize
Her gelen ölüm yazmıştı
Her gelen ayrılık işlemişti
Bu hakiki, talihsiz yüreğimize..
Yaralı gülüşler sergilemek neye yarar..
Ve hangi uyuşturucu, hangi alkol
Bu derin, uğursuz yaraları sarar..
Bunaltıcı bir ihanet havası var
Ter boşalırcasına dökülüyor yalanlar,
Bıkılmış bir hayatın
Kaile alınmayan figüranlarıydık işte.
Biz kepenkleri kapattık
Siz aşk kokteyli fırlatın zamana
Ey geride kalanlar..
5.0
100% (4)