1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1115
Okunma
İtinayla değişen hayatın puslu gerçeğini
Kuyruklu yıldız eşliğinde
Söylenen, kuyruklu yalanlarla
Öbek öbek bıraktım kulağıma.
Biraz kaçık, biraz kaçak
Acemiliği ile günah çıkartan
Vadesiz tüm vaatleri
Bir kenara atıp,
Hala kokuşmuş anıları canlandıran
Fakir mutlulukları
Bir bir taburcu ediyorum..
Taburcu edemediğim yaşantıları,
Göz göze gelmekten çekindiğim
Göçebe yaşamın tutsaklığında
Bıraktım, değeri bilinmeyen dalgıca..
Aslında hasretim bir yüreğin
Kârı değildir,
Zaturreye kafa tutan
Fırtınanın gürültüsünde,
Bir suskunluğun gülüşüdür
Yüzüme dağılan..
Şimdi;
Demir almış düşlerimle,
En sesli harflerin kazara silindiği
Beyaz sayfaya irinli sözcükleri
Yaralı anlatımlarımla yolculama vaktidir..
Bir anda hapşıran an itibariyle..
Mısralara lanet edip,
Tarifini yapamadığım duyguyu
Masanın eski yüzünde bırakıp,
İçerinin dört duvar hizasında
Sürgün ettiğim bütün zaaflarımı
Teğet geçerek,
Harflerin ışıklarını söndürdüm..
Artık;
Seyre dalmadığım ıssızlığımın
meçhul alacakaranlığında,
Sarınca yok edemediğim
Kayıplarımın mahkumiyeti
Farklı desenli öyküler yazarken...
Birden yürek ve us arasına sıkışıyor hasret..
Hayat namına teslim ettiğim hayallerimin
Suskunlukları dolarken gözlerime..
Ertelediğim içtenlikler bir
Yalnızlık bileti kesip,
Uykusuzluğun kangren gecesinden
Tarifi olmayan sancılara gidecekti..
5.0
100% (6)