1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
866
Okunma
Kalbinden hançerlenmiş umutların gölgesinde,
Takvim yapraklarının ömrüme düştüğü
Mevsimsiz aylarımdan kaçıyorum
Baştan sona kaybede kaybede geldiğim yalnızlığıma,
Sarılarak susuyorum ağır bir bozgunla.
Hiçbir rüzgar okşamazken saçımın telini,
Emanet aldığım yüreğimle
Haritası olmayan rotasız yolculuklara
Perde açıyor gözlerim.
Sanıyorum dışarda plansız yaşlanıyor hayat..
Bağışlanması keşkelere takılmış ömrümün,
Dört bir yanıma düşen
Salkım söğüt közüne değiyorum.
Yangınlardan kurtaramadığım anıları,
Uçurtmaları uçmamış çocukluğumun
İlk çeyreğine düşen esaretle,
Yakılmamış şöminenin korlarına adadım.
Radyo da kan aranıyor anonsu,
Bir yerlerde doğan, ölen biçimsiz hayat..
Vuslatın tutsaklığında bıraktığım hayallerim,
Negatif senaryolara aktığı zamanda
Avuçlarımda tuttuğum,
Tutarken yollara gitmelere savurduğum,
Saklanmış sözcükler yumağının
Yenikliğini taşıyorum
Alabildiğine soğuk fırtınanın dinginliğinde.
Güneşin doğuşunda pusu kurduğum gün;
Tepeden tırnağa
Söylenmemişlerin yükleriyle dolu
Elimde gitmenin yaslı mendilleri,
Dili kopmuş yasımın diyeti..
Islanmayı bıraktığım ikindi yağmurlarında;
Her adım
Bir uzaklık..
“ Bilal Gürsaçtı
5.0
100% (5)