1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
900
Okunma
Bulutlar boğdu
Önce bir uçurtmanın ucuna takılmış serüven çocukluğum
Sonra serçelerin ezana yakın çığlığında bekleyişimdeki geçliğim
Yaşlılığım nerde bekler
Söylemişmiyim?
Beni bulutlar boğuyor bu sisli havada
Kalbimi sıkıştırıyor her bir karaya çalınmış rengi
Özgür bıraktım diyorum renkleri
Olmuyor griyi hapis etmeli
Daralıyorum bu havalarda
İçime oturan özlemler bastırıyor toprağımı
Eşip geçiyor dağlarımı
Böyle havalarda ışığı düne yakmalı
Aklıma kötü insanları getiriyor gökyüzü
Savaş sonrası ağıtı hatırlatıyor yağmurun sesi
Şimşeği görürüm kırmızı mavi
Gök gürültüsü ambulans sesi
Ne bileyim işte sevemiyorum bulutla hatırladığım eskileri
Şimdi öylemi olduk be gülüm
Yeniler çok mu güneşli
Bi kaç yıl önceki camdaki arap kızı
Artık oda beş yaşıma gitti
Sevmiyorum gri tonlu şimşekleri
Beni yalnız bırakan
İçimi yakan o adamın siması gibi!
Ellerim boşta düştüğüm yerin dibi
Çok yüksek değildi
Henüz zaman daha yeni
Ölüm kalım yüksekten atlayan isyankar gibi
İhanet eden bu ışık bana aydınlığını vermeyecek sanki
Bende battım artık yoruldum
Kalem kağıdı sinirden yırtar gibi
Sus bulut!
Suçunu gizleme bari
Her urgan sırtımda bükülür
Sözleri batar O Tirmizi
Gördüğüm duyacağımı
Kader belayı arattı sanki
Başkasında ararız suçu
Dünyaya hakim olan insaoğlu
Farketmez resmi
Bilmez tuvalin ölüme çaldığı
O gri tonu
Gelde hapset bu rengi...
5.0
100% (3)