3
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2321
Okunma

Gül
üstüne edilmiş yeminler büyütmüştüm
dün
göğüs kafesimde
Unuttum bunu
ve
adımı.
Adımın üstüne cizgi çektiler
bürokratik bir şeydi.
Buna sevindiğim kadar
hiçbir şeye sevinmedim.
Aidiyet kadar mutsuzluk getiren başka şey yoktur
ortalama ömrü yüz yıl bile etmeyen bir varlığın
bunca çamurlaşmasını
izlemek büyük zevk
Dört duvar
Üç oda bir salon kapasitesinde bu hayat
Ve tüm ölümler bir artı sıfır.
Uğuldayan şeyler var
dağların ardında
kelimenin de anlamı bozuluyor.
Bilemiyorsun
anlayamıyorsun
bunca biçimsizliğin nasıl bir toplum ettiğini.
Tutamıyorsun
Tutunamıyorsun
Bunu Oğuz Atay’da yazdı.
Çürümeye mahkum edildi güzellikler burada
diye bağırmayı mağrifet sayıyor
şair
Değiştirmeye üşeniyor
üşenmeye üşeniyor
Kuşkusuz kuşlar da uçmaya üşeniyor
yoksa kimse ölmedi
ölmüş gibiydi
Ve elleri cebinde
nasıl mutlu olabilir insan diye sayıklayan çatılar
dökülüyor du
kiremit rengi akşamlara.
Göğsümde ki boşluğun dahi bir anlamı yok
öylece ses etmeden
ufak tefek
öksürük şurubu içiyorum
İyi kafa yapıyor meret.
Ben beni sevmeye üşendiğime hep bunlar
Güzel şeyler
bizi asıl üzen şeylerdir demişti biri
inanmamıştım.
Bildim
ki
bildim bileli
yitik ellerim...
5.0
100% (16)