Yeni mesleğimin adı,
Kazak örüyorum kazak.
Bozulmaz ağzımın tadı,
Kazak örüyorum kazak

Şişler olur beş numara,
İlmek kaçar ara ara,
Mola verip ara sıra,
Kazak örüyorum kazak.

Emekliye yeni bir iş,
Düzelmiyor hal ve gidiş,
Elime de yakışır şiş,
Kazak örüyorum kazak.

Hanım hep başından savar,
Yapmam desem evden kovar,
Zaten dayak korkusu var,
Kazak örüyorum kazak.

Lüzumsuza haber saldım,
Kılıbıklık dersi aldım,
Sayesinde meslek buldum,
Kazak örüyorum kazak.

ŞOLA bu işlere hasta,
Ses çıkarmam bu hususta,
Benim hocam SADIK usta,
Kazak örüyorum kazak.

İHSAN ŞOLA



(Bizim de ŞOLA’ya cevabımız)

GÖREN ALLAH İÇİN SÖYLESİN

Kılıbıksın diyen, herife bakın
Aha sana belge, herkes görüyor
Bir daha bana da çatma ha sakın
Oturmuş yengeme kazak örüyor

Vallahi Dünya’da, bulunmaz eşi
Bunu görmeyenin, gözleri şaşı
Diploma almaktır, hayali düşü
Yanına kılıbık, ortak arıyor

Ey İhsan, sen böyle düşerken dile
Kazağım diyorsun hem bile bile
Şu uzun saçların, yaptırıp lüle
Çok şey örmek için hayal kuruyor

Bilirim ben onu, mutfaktan çıkmaz
Çamaşır, yemekten, o asla bıkmaz
İhsanım bu tavrın, bana hiç sökmez
Yengemin yanında, güzel duruyor

Bu kış kaç oldu, yaptığın örgü
Babadan geliyor, aldığı görgü
Bu yetenek ise İhsan’a vergi
Sipariş alır mı ? Dostlar soruyor

Ali’yle İsmail, ister üç tane
Mehmet Aslan hoca diyor şahane
Hüsamettin Tat’da, olmaz bahane
Şimdi herkes şiparişin veriyor

Ozan Fedai’ye, hediye olsun
Osman Alkın’a da kargoyla gelsin
Bizim Mehmet Dağal, sazını çalsın
İhsan’a bak hele, gerdan kırıyor

Ben daha ne deyim, duy Kadirim duy
Yaş altmışı geçse, değişmiyor huy
Kermeslere katıl, her ortama uy
Bazen ciddi olmak işe yarıyor

İhsan Şola can kardeşimdir benim
Diyorki Lüzumsuz, diğer bir yanım
Taş falan atsakta, canımdır, canım
Seni kucaklıyor ve de sarıyor

SADIK DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ