14
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
2030
Okunma

en soylu seher rüzgarlarından yaratılmış
bir dünya kurarım her sabah
yarısı adem yarısı havva
yarısı çöl yarısı leyla
elma krizantemlerinden bir demet sunarım
az da olsa gün ışığının simetrik düşlerine
çiçek açmış bir elma ağacının yanı başında
kırmızı elmalar çizerim
yaprakları kımıldar hafiften
gölgenin en koyulaştığı yerde
belki var belki de yoklar
bir mumun ardında bekleyen ışık
ruhumu sallar durur
yer çökmedikçe gökler yarılmadıkça
elma kokusundan ayrılmadıkça
küsmedikçe mor salkımlı üzüm asmaları
binlerce şafak dokunur gün ışığının parmak uçlarına
taze resimler çerçevelenir kaldırımlarda
okşar saçlarımı hayal –meyal şeyler
ince bir yağmura yakalanır sokaklar
bir hayalet dolaşır en tenhalarda
her şeyin hiçbir şeye karıştığı
bir eski zaman öyküsünden
içli şarkılar kadar yanık
gurbete yakılmış türküler kadar derin…
serin bir sancı yürür zamanın yüreğine
dudaklarında acı bir tebessüm
elim karıncalanır açamam
çok sayıda elma ağacına kırağı vurmuş
baştan aşağı buz kesmiş her yer
su damlaları serpilir üzerime
buzlara çarpıp çarpıp
ölü elma çiçekleri görürüm sokak köşelerinde
duvar diplerine bırakılmış
gönül zembereğinin darmadağın olduğu
çığlığın bir isyan çağlayanına dönüştüğü yerlerde
titreyen zembillerde
elma ölüleri
alaca suretlerin hoyratça tırmaladığı loş kentler
karanlığa bulanan akşamların aldırışsız geçişleri
uzatın ellerinizi elma kokan gecelerin koynuna
nefes nefes
ısınsın elleriniz
redfer