12
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1371
Okunma

Tebessümün göstergesiydi göğsüm
kendi ekosuyla buluşurken sesim.
Küçük bir çocuk gibi
bağladım adımı kelebeğin kanadına.
Sürdüm bisikletimi
yol üstünde unutulmuş yollara.
Nokta nokta boşluklardan
ilkbahar düştü toprağıma.
Yer değiştirdi adresim erguvanlarla
mor çiçekli bahar oldum
tüm kırgınlıklara.
İncindiğim duraktan aldım ihanetleri
tek tük kadınlar aydınlatırken caddeyi.
Epriyen sözlerin yenilenen şeridine
mecazlar sedyesinde taşıdım yenilgileri
Dağların denize vuran gölgesinde.
kapattım içimin kepenklerini.
Çıkmaz bir sokakta biriktirdim sevgimi.
Buluşup büyüttüm
sesimi çalan sessizliği.
İlk şiirim ;yüreğimdi
Ne yana göçsem
bir yanı sevda bir yanı hasretti
Tüm yokuşları ters çevirip
iki yakasını birleştirdikçe İstanbul’un
yol değil yar oldu müzmin yaralarım.
Yaratırken kendi kavşağımı
Ölmek ve sevmek için bir kez daha.
Kar beyazı bir iksir kaldı
Hüzün ipeği ördükçe zamanı
ne Yusuf kaldı ne Züleyha
söyledikçe adını...
Yenildikçe küs bakışlarına
Yorulmamış sevinçler serpildi
sere serpe etrafıma.
Yüreğim indi inecek parmak uçlarıma.
Ferhat kazdıkça üstünü dağların
sevgim o kadar derindedir halâ sana...
Ferdaca
5.0
100% (19)