Işıksız gönlüme doğan güneşin,
Adını sen koydun Rumeli kızı.
Büyü, aşk büyüsü humması peşin,
Melisa ıtrından damıtıp sızı,
Adını sen koydun Rumeli kızı.

Ezelden kaderim buğulu kafes
Melita-Melissa: Bal ve arısı.
İnsafı firari ıtrından nefes
Çekince, ömrümün gitti yarısı;
Melita-Melissa: Bal ve arısı.

Ne oldu sevgili, göz yaşım ile
Ceylan derisine yazdığım mektup?
Rivayet muhtelif dolanır dile,
Benim gibi yansın diyerek kutup;
Ceylan derisine yazdığım mektup...

Eşlemden kutba dek esen rüzgârla,
Baharı yitirmiş karsız kardelen.
Gönülden nişanım tek yadigârla;
Gittiğim her yere benimle gelen,
Baharı yitirmiş karsız kardelen.

Ah Melis! Bir menzil diliyor musun?
Bitiminde başlar yol Kafdağı’na.
Ürkek bir şansım var, biliyor musun?
Geceden vuruldum hep şafağına,
Bitiminde başlar yol Kafdağı’na.

Sevdanla bu yola düşeli beri,
Ne Hızır gördüm ne Zümrüdüanka.
Lal taşı tahtına kurulan peri;
Umut bana küskün kem talih kanka,
Ne Hızır gördüm ne Zümrüdüanka.

Düşlerden topladım bulunmaz dengi,
Elimde çiçekler neredesin sen?
Akla ziyan beti benzimin rengi;
Ufkumdan süzülüp yanıma insen,
Elimde çiçekler neredesin sen?

On yılın üstüne, on yıl daha say,
Dolmamış be çilem, dolmamış Melis.
Karanlığa akar son dördünden Ay;
Düşlerimde bile dağılmadı sis,
Dolmamış be çilem, dolmamış Melis.

Ayyuk’a çıkan ses sana erişmez.
Benimle birlikte söylerdin hani:
Tersinden okunan ’’İYİ’’ değişmez.
Aşkımız ölümsüz, bu dünya fani
Benimle birlikte söylerdin hani...

Gözlerine benzer bahtım nedense
Gözlerin diyorum, ne kadar siyah...
Alev girdabında dönen bedense,
Can evimden gelir dilimdeki ah;
Gözlerin diyorum, ne kadar siyah...

Gönlüm hâlâ o saf bakışı özler,
Cezası acıdır tatlı günahın!...
Rahmet okutturan simsiyah gözler;
Reva mı satrancın, ’’Açarak şah!’’ın?
Cezası acıdır tatlı günahın!...