Kanayan GülŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiirde, herhangi bir bendin mısralarındaki son harf, başka hiçbir bendin mısralarının sonunda tekrar edilmemiştir.
Örneğin ilk bent: Biliyor musun gülüm, bu aşk ne demek? Sanki rüya içinde gördüğüm rüya, Sevgi sabırla yandaş, tutkuyla emek. Yitik ömrüme bakıp sen de gördün ya: Aşkın üstünde dönüp duruyor dünya. ... Mısraların uyaklarındaki son harfler: ’’ k ’’ ve ’’ a ’’ dır. Bu harfler bu bendin haricinde, hiçbir bendin uyaklarında tekrarlanmamıştır. Aynı durum diğer benlerin uyaklarındaki son harf içinde geçerlidir. Biliyor musun gülüm, bu aşk ne demek? Sanki rüya içinde gördüğüm rüya, Sevgi sabırla yandaş, tutkuyla emek. Yitik ömrüme bakıp sen de gördün ya: Aşkın üstünde dönüp duruyor dünya. Sevda gizlenmez gülüm, söyletir dili Yemin billah verdiği sözü unutup. Kezzap dediğin ne ki, aşk bu sevgili... Neylersin kaderim bu, aynayı tutup Yüzünü eşlem kılmış, gönlünü kutup. Her gecenin üstüne doğmaz dolunay, Gerçek aşka şavkını vurmaksa amaç, Ne sırça köşk ışıldar ne yakut saray. Sen gönlümdeki sultan, başımdaki taç Bir seni sevdi gönlüm tek sana muhtaç. Aşkın özünden doğar matem bölümü, Silahsız bir nefersin, efkâr tüten baş. Bir gül uğruna göze aldım ölümü, Sen de acı gerçeği gör yavaş yavaş: Her şeyi mübah kılar, aşk ile savaş. Alev düşman kesilmiş, kül benden taraf Bir ganimete koşar gibi pürnefes, Mahşer kurulmuş sanki, sınırda Araf; Her kafa farklı lakin çıkan birlik ses, Seni sevdiğim için düşmandır herkes. Sözde sunak kurulmuş kaygıdan azat Her efsaneye kurban dilermiş ilah(!) Aşka ferman olur mu, bu nasıl tezat? Yarım kalmış sevdayla kesilir iflah, Ayrılık tetik çeker, sektirmez silah. Heyhat, mayıs dalında gülmeden kiraz, Açmadan soluverdi goncasında gül! Zamanın hız fendini sezseydi biraz... Hiç mi hiç anlamadı talihsiz bülbül: Nisan sonuna nasıl eklendi eylül. Bir teselli vermeden içli ezgiler, Kıyım gecelerine düşer gündüzüm. Her biri hasret yılı derin çizgiler, Sırrı dökük aynadan yansıyor yüzüm, Sararmış sayfalara nakşolan güzüm. Desem ki; daldan kopan hazan yaprağı, Benim gibi üşümez ayaz delirse, Yitik efsanesini bekler Kafdağı. Şahikada beklenen güneş belirse, İklim Hicaz’a döner, bir gün gelirse... Tabibim dermansızım bu güne değin, Sineme düşen hüzün tahtını kurdu. Katı yayını geren zalim feleğin Amansız gizli oku zamansız vurdu, Gönlümdeki saklı gül kanayıp durdu! |
yureginizden siir aksin
saygilar.....