10
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
1725
Okunma

Yine bir yağmurun ardından baktım
Kalbinin fakir penceresine
Gün, ellerinde çiçeklerle kapına akmış
Biliyorum acını erteleyemezsin ama
Otur şurada bir kitap oku çelimsiz gülüşüme
Belki dermanı olur sızımdaki yaranın.
Dik gözlerini kandan usanmış yalnızlığıma
Sonsuzca bak ama ağlamadan, korkutmadan direnmenin ışığını
Bak ve gör kalbimdeki titrek yangınını kimliğimin
Yine bir gecenin ardından aradım durdum gözlerimi
Bulamadım, kuyulara döndü nabzım
Şakağımda ölümün derin tehdidiyle
Umut, yumruğunda inançla kapında.
Düşürüyorsun yine aklıma ışığın gölgesini
Karanlıktayım, bile bile uzak tutuyorsun pencerelerini
Sokağını, şiirlerini, rutubetli türkülerini
Bir fırtına ağzında, kırgın bir dal gibi hıncım
Eşiğindeki düşün kıskacında iki büklüm gençliğim
Sığınmaktan bıktım düşüncelerimin dilsizliğine
Senin için beslediğim kuşlara anlattım hikayesini
Çürümüş hayat teşnesinin
Kör dilimin eskittiklerini giydiriyorum ihtiyar sızılara
Seni özleyiş şiirlerine.
Otur, bir çay iç, anlat bana
Takvim yapraklarına sığdıramadığın gençliğini
Unuttuğun bir şey varsa gülümse
Gülümse ve gör
Bir beden fazlası olmadığımı yokluğunda.
Yine bir çığlık ardından
Suskunluğum, gözlerime yamadığı bir ah ile kapında
Biliyorum sırası değil şimdi
Geçmişi anıp yaraları konuşturmanın
Ağlamaya, geride kalmış bütün yarım kalışlara
Bir daha ahmakça dalmanın
Cumartesinin ağıtını yakmanın vakti değil
Ve acısı büyük bir çünküdür bu: çünkü
Vakti bitmiş her şeyin ölümlü uykusuyuz biz.
Sen yine de bir gün beni hatırladığında
Gülümse ve gör
Yüreğimdeki umudu asla kanatamadığını.
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (20)