9
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
2337
Okunma
Mell...
saat 7.30
bazı şeylerin telâşından dönüyor bedenimiz
karıncalar taşıyor yükümüzü/ kum yuvalarına
havada ter ve toz
burnumuzun içinde polen savaşları
kemiklerimizde duruyor bak !
tuzlu bir hikâyenin diri tarihi.
( Bizi öldürmeye hiçbir güç yetmiyor )
Varsayalım sözün cambazıyız Mell
gerginiz ipin üstünde
ayaklarımız dünyadan kesik.
bir rahmin duvarlarını aşındırıyor ellerimiz.
ellerimiz iki küçük cenin
büyüdükçe,
bir cumartesinin kulunç ağrısına girmekteyiz.
( Sızımız hiçbir acıya denk düşmüyor )
Mell...
vicdanın bir kenarını yassılaştıran
stk hassasiyeti gibidir bazılarının kalbi
buraya
parantez içinde bir ünlem koyalım
gülmek için bir şeylere
belki geri dönebiliriz.
Belki zaman bize siyah
belki biz çok kırmızı
belki içimiz
hep/kavuniçi.
Belki...
belki bir gezegende minik bir çekirdeğiz.
( Bizi çıtlatmaya kimsenin gücü yetmiyor)