2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1600
Okunma
Elini başına götürmek istedi çocuk,
Ona rahat vermiyordu bir karasinek .
Keşke derdi yalnız bu olsa,
Çalışmıyordu eli hiçbir durumda.
Umulmadık anda, böyle zamanda
Yüzünde ya da saçının arasında
Ya bir saç teli, veya bilinmedik
Bir kaşıntı oluyordu, hiç beklenmedik .
Mecali yoktu elini kaldırmaya,
Geçeceği de yoktu hastalığının.
Daha önce nasıl asılırdı saçına,
Giysisine annesinin ve ablasının.
Geçen yıl bir şey yok denebilirdi.
Sanırsın bu, o çocuk değildi.
Çok çabuk gelişti rahatsızlığı ,
Bir hekime görünsün diyordu bazıları.
Yok mudur bu kötünün bir de iyisi?
İşte o iyiden versin yaratan,
Kötülük vermesin bize hiçbir zaman;
Sağlık versin, sevinç versin, güç versin .
İşte hayat böyle diyorsun,
Yarın ne getirir, bilemiyorsun,
Daha iyi olur muydu diye düşünüyorken,
Daha kötü olmasın, Allah korusun!
Kaderimiz mi oluyor, bu kötü oyun,
Kurban ettiğimiz hayvanlar gibi, bayramda
Bizi de kurban eden biri mi var ona;
Şu zavallı halimize acımayıp da.
Ona , ya da bir başka şeye fark etmez,
İnanç kötü olan şeyleri seçmez.
Kötülük dışardan geliyordur istemeden;
Mikroplar ve benzeri şeyler, bizi mahveden.
Yaradılıştaki esrar çözülüyor gün be gün;
Ne için, kim için yaşıyoruz bilmeyiz,
Bilen yok, anlayan da yok şüphesiz,
Anlasak birbirimizi yok eder miyiz?
Bu ve öteki başka oyunlar da var,
Hepsi bir noktaya bağlanıyorlar.
Bize yapacak tek şey kalıyor elbet,
“Ağlayıp söylenmek, gülüp eğlenmek”.
Sunar Yazıcıoğlu
5.0
100% (2)