3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
686
Okunma
I
Aşka dair her şey
ve yarım kalması yağmurun saçlarımızda
eğri olan bulutlar mıydı
yoksa garezi bize miydi rüzgar
adalarda uçkuru kaçmış balık yığıntıları
ellerin bir düşüncede bize has ve özel
çiçekler ne hoş şey Tanrım
kenarlarında kaldırımların
nerede şimdi böyle kederlenmek
taş yığıntısının ortasında park mı arıyorsun
yoksa aile bahçesi
çocuklara imrenmek için fazla büyüğüz
bizim eski gazeteci de kayıplarda
fransız ezgilerine bırakmak kendini
yakışır mı bir yiğide
adama sormazlar mı kardeşim
kime bu aşk kime bu sevda
II
onun sesi bir katolik sertliğinde
girişi gibi bir binanın öylesine yüksek
konuşmaya başladı mı çan sesleri
koşmaya başlar çocuklar
tospağa eşlik eder yürüyerek
kalın mı kalın boğazı
iki savaş gemisini sığdırabilirim gerdanına
gövden kahramanı bir romanın
ne zaman sesini duysa korkan kulaklarım
görünce seni açılıyor boğaza bir atlı gibi
gözlerinde günahın hazzı
toz toprak yağıyor üstümüze
ayaklarını çarpıyor birbirine
nalları yakıyor bizi
acıtıyor ayaklarımızı bu yer
sen başlıyorsun başlı başına
buz kesiyor
III
bir duyma gürültüsünü
yapraklarda çıtırdayan ceviz kabukları
gör şu yağan yağmuru
koşan insanları atlılardan çok
alma kokusunu toprağın
istakozun,karidesin
denizden esen rüzgarın
aşka dair her şey
bir görme beni korkuyor çocuklar
mermi sesi zannımca bu üstümüze yağan dediklerini duyuyorum
ayaklar var çok şükür
evde ayaklar var
nefes var odamda
aynı yerden başlarız bir kitaba
farklı yerlerine dokunulmuş
bu dokunuyor bana
aşk istanbul’dan doğma
içimizden ölme bir yere sahip
aşka dair dediysek her şeye
üstümüze kaldı bütün suç
ben şimdi kapatıyorum bu defteri
sen de Pier Loti’yi unut.
’Mayıs