3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1426
Okunma

bana ellerini ver küçüğüm
gidelim buralardan
veda et şimdi bir bir
geriye her ne kaldıysa
vedasız ayrılıklardan
yolumuz uzun
yolumuz kısa
geceyi geçmeliyiz önce
tanrının hüküm sürmediği zamanlardan
coğrafyalardan geçmeliyiz
insansı yaratıkların hükmünde ülkeleri
ben seni çok yaşadım be can
yalnızca sevenler anlar
sevdimse seni insanlığındı
melek yüreğindi içerlediğim
saflığını anlayamadı rüzgarlar
mevsimler kıştı
ben ellerinde ayazı tanıdım
kadersizliğimize
kütüphaneler dolusu
varlık kalemlerinden
yokluk yazılmış yalnızca
giderek solan renkleri
mevsimlerin sonbahara dönüşünü
geceler boyu saklındaki zamanları
an an ayrılıkları yazmış yazan
biz buralı değiliz inan
gitmeliyiz buralardan
bana ellerini ver küçüğüm
hiç bir anımız unutmaz bizi
kederli zamanlardan geldik
biz seninle nedensiz
kaybedenlerdik zamana karşı
çaresizlerdik eskiyen dünyada
çürüyen ,
bahardı yazdı ayrılıklardı
zamandı aslında
biz değildik
kaybetmeyi yazan kaderlerimize
tanrı mıydı neydi o esrarlı güç
ki , yazmıştı ayrılıkları
oysa ben inanmam buna
bunların hiç birisi tanrısal değildi
tanrı yazmazdı
dahası yazdırmazdı bunları
isyanım buna küçüğüm
tüm sevdiklerimizden koparılmaya
bunca yoksunlaştırılmışlığa
yalnızlıklara
isyansa isyandayım ben
kadersiz yazgıları yazanlara
bana ellerini ver küçüğüm
olmamalıydı organize ayrılıklar
tüm sevdiklerimiz
birbirinin ardı sıra alınmamalıydı ellerimizden
ki bu ,
tanrısalcı bir görseli yazmaksaydı eğer
olmazdı işte
bu senaryo tutmazdı
tutmadı
kimin neden verdiğini
neden aldığını anlatamıyorsa
anlamsızdır hepsi
hiç insana anlatamazsın
bu sahipsizlikleri
" zevk miydi aldığı " diye sorarlar
tanrısalcılık da kurtaramaz seni
bir noktadan sonra mantıkdır işleyen
bana neden verdin
niye aldın ! desem
bu durumda
tanrıya sitem etsem
ve desem ki
nedir bunca haksızlıklar !
neden vakitsizce ölüyor bunca günahsızlar
bana günah yazacak kalem
olana bitene seyirciyse
aynaya bakmalı değil miydi
şimdi son sözlere gelirken
vermeli sevdiklerimizi
ve
bırakmalı bizimle hesaplaşmayı
başka işlere bakmalı her kim ise
gücü elinde tutanlar
kader idi
yazgı idi filan gibi
tanrısalcı gerekçelere sığınmadan
kendi suçunu itiraf etmeli
özür dilemeli
bu bozuk düzeni kurgulayanlar
düzeltmeliydi hatalarını
kim kime neyi anlatıyor bilinmez
ama görüyorsun küçüğüm
yaşamak zor bir bilmece gibi
sen, bırak bütün bu çetrefilli işleri
yüzü kızarsın artık yazan çizenin
bu işlerin yönetmenlerinin
hele ki ,
kendine tanrısallık atfetmişlerin
utanma arlanma gibi bir derdi
duyguları olmadığına
eminim aslında
bana ver ellerini küçüğüm
biz seninle
günahların hiç olmadığı bir mevsime
gidelim
tanrısalcı kavramların olmadığı
bir yerde yaşayalım insancıl sevgileri
eksik olsun hepsi
tanrısalcı uydurmaların
çirkin ellerce yazılmışlıkların
faili meçhul olmayan kazaların
yaşamın rezaletlerinin
eksik olsun
bu yoksunlaştırılmış
açık yaralarla
neyi umuyorsa ilaç niyetine
kim ne yazdıysa ve yazmışsa
defterimize
şimdi ya da sonra
önce aynaya bakmalı
ve dua etmeli
kadersiz yazgılara
bu denli düşkünlüğüne dair
af dilemeli
af dilemeli ...
şimdi her neredeysen
duyabiliyorsan sesimi
gülümse o mevsimde
ve bir şiir daha yaz kendine
bana ellerini ver küçüğüm ...
Mert yiğitvan
22 nisan 2017 cumartesi anneleri günü
5.0
100% (8)