5
Yorum
14
Beğeni
4,9
Puan
1072
Okunma

Annemin ördüğü hırka düşmandı bana
Sırtıma her giydiğimde
Yeniden koptum bir kadının dallarından
Savunmasız
Üryan
Ürkek
Kimse ne kadar yalnız olduğumu anlamazdı oysa
Iki nefes arasındaki uzaklıkta
Düşmeseysim boşluğa.
Serin bir yaz gecesini özlemek gibi
Kaldırım taşları eskimiş sokaklarda
Toprak kokusunu duymak gibi
İhanetler olurdu sırtımda
Bir düz iki ters ilmekler.
Dokunsa yüzüme sıcaklığımı duyardı oysa
Canlılığımın son demlerinde
Baksa ruhumun açık pencerelerinden
Postalrengi kaldırımlar yerine
Suyun sesine karışmış
Çimenlerin kokusunu duyardı genzinde
Şimdi üzerime sinmiş bir hırkanın
Bir düz iki ters ilmeklerinde
Yetişmem gereken bir hayat olduğunu hatırlardım belki
Yazma bağlanmış bir taşa takılmasaydı yaşamım
Kimse yalnız olduğumu anlamayacaktı oysa
Kuralsız bir cümlenin sonunda
Düşmeseydim günaha.
Bağdaş kurup bir rahlenin önünde
Başının gövdesine ağır geldiği saatlerde
İlmek ilmek düştüğü çukurları örmüş
Tüm yaşanmamışlıklarını miras diye bırakmış yazgıma
Kederi boynuma borç
Hüznü gözlerimde ev sahibi.
Annemin ördüğü hırka düşmandı bana
Kimse ne kadar yalnız olduğumu anlamayacaktı oysa
İki göz arasındaki boşlukta
Alın yazısının aktığı aralıkta
Düşmeseydim karanlığa.
Bir ömrü yaşayamamış kadınlar kime döker içini
Annem ilmek ilmek dokunu ömrünü
Ve ördüğü hırka düşmandı bana...
Necla BEKTAŞ
5.0
92% (11)
4.0
8% (1)