7
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
802
Okunma

bir şeyler getiriyor mutfaktan,
yanına gidiyorum, hemen çıkıyor..
muzip şakalar yapıyor..
olmadık haberler veriyor Mutludan
gözlerim doluyor
“bir haftadır nerede bu oğlan”
kalbim yerinden fırlıyor..
“çağır da gelsin” diyor
“Mutluu” diye bağırıyorum
yürekten, candan
ortalık çınlıyor
“-demek ki seni duyamıyor
daha çok bağır” diyor
daha çok bağırıyorum “Mutluu”
“canımmm”
“aşkıımm”
“nişanlımmm”
birileri duyacakmış; umurumda olmuyor
nasıl da gülüyor Arzu abla;
deliler gibi, kahkahalarla
sarılıyor, gözlerimdeki yaşları siliyor
“kıyamam sana.. ağlama!” diyor..
“Mutlu’n üzülür ama;
böyle yapma, ağlama..”
o yine mutfağa gidiyor..
gözlerimden yaşlar boşanıyor..
böyle paldır-küldür ne getiriyor
ağladığımı görmesin için o tarafa bakmıyorum
sonra;?!!
içim gülüyor.. yüzüm gülüyor
gözlerim ağlamalara doymuyor
yanıma sürüklüyor O’nu
yanımda Mutluu!
“al işte.. çağırdın, bak! duydu geldi..”
ne o tarafa bakabiliyorum,
ne de onun orada olduğundan başka şey aklımda şimdi
bir şeyler diyecek diye bekliyorum..
ı ıhh.. ben de bir sustum ki..
fayda etmedi Arzu ablanın iteklemesi,
yalvarması, bin zoruyla
“nuh da demedim, peygamber de”
tarifsiz anlamsız bin nazla..
sesim çıkmıyor işte!
oradan kaçmak istiyorum
sözüm geçmiyor ayaklarıma
hasretiyle yanıyorum.. da!
o tarafa hiç bakamıyorum..
oturup..sesi kesiyorum
onu sürükleyip getirip yanıma oturtuyor
itekleyip dibime getiriyor,
beni ona yitiliyor..
şakayla karışık dokunmak zorunda bırakıyor
ama ne mümkün
Mutlu; “cıss” oluyor
Arzu abla; "sen yokken bülbül kesiliyordu
geldin dut yemiş bülbül oldu"
“dilini yuttu” bu!
“demin beri kudurmuş gibi bağırıyordun
hasretinden ölüyordun
“canım”, “aşkım”, “nişanlım” diyordun n’oldu?
bin şükür iyi, sağ ya Mutluu!!
"ne oldu!?
sabahtır konuştukların
hım Mutlu!?
ya sen hanım abıla?,
"acaba başına bir şey mi geldi" diye
endişelendiklerin
oflayıp-pufladıkların
bana mıydı garezin..
başımın etini yediklerin nerde
gözün aydın turp gibi işte..
küçük hanım bir türlü ikna olmuyordu
kısa günde kırk defa soruyordu
hastalanıyordu
intihara kalkışıyordu
şimdi n’oldu
tabii şimdi mutlu!
garezin banaymış demek “dengesiz” seni..
hadi kendi elinle yedir-doyur bakalım aşkını
......
hadi gıı!!
hadi bakalım aşık
ver bakalım hediyeni
dur ben çıkayım da öyle"
…
o hep yere baktı durdu
konuşmak istesem de
bana da bir şey oldu
sesim çıkmıyordu
aklıma kötü bir şey gelmiyor
her şey-herkes iyi
yaşamak harika!
ben de
mutluydum tabi
çok hem de
çoook çok çok mutlu!
ne kadar zaman geçti bilmiyorum
Arzu ablanın bıraktığı gibi
ben yerimde oturuyorum
arada bir göz ucuyla bakıyorum
o hep ilk andaki gibi
Arzu abla kahvaltı getirdi
"şimdi bizimkiler gelir" dedi
kapıya yöneldi
çok ama çok mutluydu
seviyordum onu
..
“acaba hediyesi neydi..
sahi.. bir oyuncak bebek mi?
kolye mi?
kurutulmuş çiçek mi?
künyesi mi?
haydi artık Mutlu?”
5.0
100% (5)