19
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
952
Okunma

herkesin bir ceviz ağacı var mı
duymuş mu acaba onun gibi insanca
kollarını özgürce açarak geniş alana
derin derin solumuş mudur?
ne zaman bir ceviz bulsam bahçede
hemen alıp toprağın koynuna verdim
büyüsün diye çocuklar ile
baksın toprağın gözünden
ellerini salgara savuran
soğan, patates eken
salatalık turşusu kuran
ağaçların dibine su saldıktan sonra kuyudan
gölgesinde oturanlara
çok çabuk büyümedi ama
bir zerdali ağacı kadar
hemen sunmadı yemişini
önce ölçtü tarttı ağıra sattı kendini
derin gölgeler oluşturmak için altına
zaman gerekti
kimini çaldılar ceviz ağaçlarımı daha küçükken
başka topraklarda baktı dünyaya
yadırgasa da yerini bir zaman
yüksek tepelere de alıştı
bir köpek geldi altına
işedi
az oturmadık ceviz ağacımızın altında
bilir saklı gizli neyimiz varsa
şakalaşmalarımıza, oyunlarımıza katılamasa da
hafif esintilerle bizimle oynar
ona kurardık salıncağımızı
babam bile oturur sallanırdı
biraz yerden kurtulur, biraz çocukluğunu yaşardı
en çok da kardeşim Fatma olurdu abonesi
salıncağını evden getirir
üstüne uzanır yatardı
biz de çevresine kurardık mekânı
bir yanda semaver kaynardı
bir yanda yaslanırdık ağaca
iş yapardık
nakış- dikiş- dantel, oya
ne varsa elimizde
annem arkamızda fasulye toplardı
yanımızdaki odun ocağında da fasulye kavrulurdu
közünde olan bir kaç mısır
sonra patates biber kızartması
bir kilim yaygıda oturur
başımızı gökyüzüne dikerdik
yolundaydı orda her şey
eksiksiz çalışırdı
düzen
bizdik önemli olan
bizim çalışmamız, yaşamamızdı bizce
neden yok ederdik ceviz ağaçlarını
üstüne bir ev kurar
bir kaç koltuk yatak atar
neden yas tutmazdık ölümüne doğanın
bir kaç kırık cümleyle şiirini yazar
elifini yok ederdik hayatın
tez gelirdik ye’ye..
03. 04. 2017 / Nazik Gülünay