İyiyim… çok iyiyim…
Bakmayın ciğerlerimin sigaradan çürüdüğüne,
Dişlerimin döküldüğüne,
Kansermişim, üç ay yaşar ya da yaşamazmışım,
Kolum yokmuş doğuştan,
Gözlerim ileri derece miyopmuş ve astigmat karışmış elâ rengine…

İyiyim… çok iyiyim…
Bakmayın yirmilerindekilerin ellerinde silah öldüğüne, öldürdüğüne;
Siyasetçilerin çaldığına, çaldırdığına;
Dünyanın üçte ikisi işsizmiş, açmış;
Buzullar eriyormuş, iklim ısınıyormuş;
Ormanlar yanıyormuş, kesiliyor eksiliyormuş…

İyiyim… çok iyiyim…
Bakmayın az edebiyat yapılıp hiç okunmamasına,
Şiirlerimin kâğıtlarının bir dosyada birbirine yapışmasına;
Tek başıma yemek yiyip, yalnız uyuyamayışıma;
Söylemek istediklerimin içimde kalıp, göbek yapmasına;
Rutubetin bol, sözün az olduğu bir evde boğuluşuma;
Umutsuzluğuma, miskinliğime, yarına bakamayışıma…

İyiyim… çok iyiyim…
Bakmayın köylerden, şehirlerden, gezegenden kovuluşuma;
Hiçbir şey yapmadan yoruluşuma, kambur duruşuma;
Ayaklarımı sürüyemeden bile koşuşuma;
Anlam ve küfür dolu susuşuma…

İyiyim… çok iyiyim…
Bakmayın bana, bakmayın yanınızda durana;
Büyütemediğinize, uyutamadığınıza, okutamadığınıza…
Savaştan, hastalıktan, açlıktan, çalışmaktan
Toprağın ıslak koynuna sevdiklerinizi koyduklarınıza;
Bakmayın bana,
Ben de çoğunuzdan biriyim zira…
Sorun bakmamam… yılana dokunmamam
(ya başkası dokunacaktır… ya da yılan dokunmamıştır bana),
Bir araya gelemememiz, kovulacak onuncu köy bulamamamız aslında…

İyiyim… çok iyiyim…
Sedyedeyim yoruldum da biraz
Ve kan kaybettim biraz… kırmızı da geçen bir sürücü parçaladı kafatasımı,
-kalın kafalıyım, korkmayın-
Ve litrelerce kırmızı sıvı var içimde nasılsa…
İyiyim… çok iyiyim…
Daha kızacaklarım ve susacaklarım var…
İyilik, hoşluk ve saygılarımla…