herşey çok hızlı geçiyor scarlett
rüzgarlardan bile hızlı
yerkürenin pisliği akıyor el dorado’ya
ölümsüzlük; alglerle kaplı pasifik
antidepresanları öğütüp mayalanıyor ırksız şamanlarca
yalancı sağaltılmalara

sayrı düşüncelerin lâl ekseni
dünyanı tam ortadan keser scarlett
renklerin şarlo akranı
memelerin neden alacalı diye sormadım hiç
takmadım geçmişini
masumiyetini geçmiş zamanın kuyularına yusuf diye çakan ihtiyarlardan rivayet
aslında güzelliğin de ağır makyajlı tarihi
safiyane hiyeroglifleri rahmetli tanrıların
mekanı cennet
ve cennetin kimseye adanmamış yerinde titreşen ıssızlık
tapınılmamış med-cezirleri onun, içtenlikle, gerçeküstü ellerle

scarlett,
bu bir milyoncudan alınmış cuma
bu işporta cennet
mezkur, lâl,
antik beyazı sütün, parlak karaşınlığı kömürün,
eflatun mezar çiçekleri
scarlett,
bunlar neyin renkleri?

hangi rüzgar gibi geçti yitirilen
sonrasında yağmur getirdi mi?

yalnızım scarlett,
her nesille aramda gökkuşakları var
talazlı içim dışım
gözlerime yaşarken doldu kum taneleri
sen hiç ağladın mı sevişirken scarlett
tanrısı bıçaklanmış yerliler gibi modern sonların oldu mu?
ilk kurduğun cümlenin düzgünlüğü kadar öğeleri sıralı
anlamı kusursuz mecazlıklar
ve hepsinin toplamı
ifadelerin oldu mu?
yüklemsiz yaşıyorum ben de artık elimden alınanları

o’hara
seni de mi hırpaladı
aynı nehirde ikinci kez yıkanmanın şansı