3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
516
Okunma
uzak ve kırmızı bir ay doğuyordu
evrenin en ücra yerinde
açılıp kapanan kapılar, kara bir çıkış gibiydi zamandan.
bir şeyler arıyordum yüzüne gülünebilecek,
bir şeyler arıyordum yüzüne sövülebilecek.
gözlerimi yumunca deli bir karanlık içimde
yırtıcılar uçuyordu
o karanlığın bir karış üzerinden.
her yerinde.
yalnız bir ruh gibi yürüyorum ölümden sonra
selçuklardan kalma sekizgen bir ışık altında
sonra sabah oluyor varır gibi durağına
dönüp bakıyorum nisana, yaşlılara, duruluğa üç yüz altmış derece
son bir sigara güneşe doğru
şamanistik bir dua
uzak ve kırmızı bir ay doğuyordu oysa
evrenin en ücra yerinde bu gece
istasyonda
trenlerin üzerinde.
5.0
100% (8)