9
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma

insanı sevdiği vuruyormuş
barutsuz,tüfeksiz hatta
binlerce kuşu havalandırır gibi patlaması
ürkek arkadaşlarımı birer birer kaybettim ilk
yürürken çürür otururken çürür aklım
resmi bir mührü yalarken ıslandı ilk dudaklarım
kafamda gizli bir feleyzof,erkekler kiralanıyor kusma nöbetlerine
mevsimlerin geçtiği yerde eriyen karların
koynunda haç barından rus kızına kadar
her şey çınlıyor gözlerimde
damarlarımda bir ağırlık
beyaz tenimin irileşmesi gözlerimin önünde
şehre yaltaklanan bir köşe başı
şarabın dönmesi,rum terkedişi
şu kızların yıkandığı derelerin
köpükleri kan kırmızısı
vurdular vurdular vurdular
felek mi yoksa bu günah keçisi
binlerce üflendi bu armonikaya
nefes tükendi,boğumlanıp güğüm çekilen yaralarıma
babamın ilk giydiği lastik ayakkabılar
boş bir ev
onlarca çocuk
boşver hepsini
tütün masumluğu ile öp beni
hatta ve hatta sarmalısın bir makinaya
demir yapışmalı bize,ingiltereden sonra
ölmeli işçilerim!
iflas bir adamın sessizce ölmesi değil elbet!
çocuklarının gözlerine bakamadan ölmesi değil
okul çantası içinde boş bir ekmek
bir su,bir meyve
taşır gibi
yürüyorsun,yürüyorlar içimden
beşim,on beşim,yirmi beşim
yağmurun boşanması dudaklarıma
berzah perdesi kalın mı kalın
durmadan geçiyordu zamanlar
arkadaşlarımı kaybettim
sonra tekrar kaybettim
beş lirayı bozdurduğum ilk gün gibi
aynalar karşında çoğaldı her şeyim
çıplak bir ergen cesedine
vurdu vurdu vurdu
saçlarımı okşar gibi
yüzümde dolanan harfler gibi
gırtlağımda tepinen bir şark kuşu gibi
şimdi yürüyemiyorum kımıldamak bile ne çare!
namludan aşk beklemiyorum çevrilsin en içime
genelev çıkışında bekleyen bir çaresizlik gibi
uçuyor bereketsiz kuşlar
kanıma karışmış taş parçaları
memelerin çırpınıyor karadeniz etrafında
en güzel sevdiklerim vurdu beni
bazen bir kurşun ile içi dolu sahici
bazen bir isyanla
koştum ayaklarım yapışana dek
belki 2 saati geçti
yıllar geriye çekiliyor altımızdan
ay kayıyor sağnak yağışlara karşı
okyanus çekiliyor kasıklarıma
saçlarım kıvırcık değil artık
keserle,testerelerle hatta ve hatta
bir akşam huzuru gibi rüzgarıyla öptü beni
çatlar göğsümdeki mahşer
patlar bir isyan türküsü
evet,balçıklı ellerinle vur beni
ısırganlı,dikenli,vurgunlu ellerinle vur beni
gavur boynunu keser gibi vur!
çeker gibi iti boyundan vur!
ay düşer gün düşer güneş de düşer
vur!
beni en güzel sevdiklerim vurdu
göğsünde papatya açanlar hatta ve hatta.
’Mart