1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1739
Okunma
Bir çam ormanının, hiç iç geçirmemiş rüzgarları arasında,
Son kadehi ölü salyangozlara kaldırırken kaybettim o adamı
Halbuki, kadehin en sıcak yudumunu, bir göğsünde dağı bir göğsünde yağmur sularını biriktiren o koskocaman sarnıcı taşıyan yeryüzünü, karşıma alıp içmiştim tek nefeste
Ne çok severdim sesindeki naifliği,
Varlığın içinde küçük bi baş dönmesi
Çalan şarkının şarabın son yudumuna eşlik etmesi kadar naif bi durum bu
Sesinin inceliği kadar açardım radyonun sesini,
Sesinin beynimin içinde yarattığı sarhoşluk dalgasını bulmaya çalışırdım bıraktığı radyoda
Çalan şarkının yüzünü çizmesini isteyerek geçirirdim geceyi,
Sarhoş olduğumu belli etmek için, radyonun baş ucunda bırakırdım boş şarap şişesini
Avcumdan kayıp düşen kadehin, ağlayarak büyüttüğüm yaralı tarantulamın, kulelerin, köprülerin, ölümün ve korkunun aşka galip gelmesini isterdim elbet,
Belki sarhoş bir meleğin şarap şişesinde buz niyetine erir giderdim böylelikle
Okuduğum kötü romanlarda sevişirdim belki,
Bir dahaki sefere daha erken bir vakitte sevişirdim.
Sigarasını yakmak için dağınık çarşaflar arasında kibrit arayan bir kadın kadar çıplak olurdum belki
Beynimdeki kırmızı alarmın zalim istekleri kadar çıplak
Genç bir kadının beline sardığı kuşakla, gözlerimi bağlayıp,
Tam da orta yerine bırakırdım kendimi korkunç tozlu yutkunmanın
Ellerini tam yedi kez sever, saçlarını on dört kez izlerdim
Sekiz kere baktım onu gördüğüm pencereden,
Sekiz kere atladım o pencereden
Tam on üç defa saçlarını topladım yerden, yirmi yedi defa kokladım,
Yüz otuz dört kere yüzünün sol yarısını, yüz kırk iki kere yüzünün sağ yarısını öptüm
Öperken iki yüz yetmiş altı kere dua ettim
Evet, kibar bir orospuydum ben, bunları ancak tırnaklarımla etime kazıyabilirdim.
5.0
100% (6)