1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1740
Okunma
Gürültülü bir yolculuktu,
Uzaktan uzağa yaşadığımız o sıcaklık bizi tehlikeli sulara çekiyor, günlerdir çarşaflar arasında birbiri içine geçmiş yatıyorduk
Bazen sessiz kalıyorduk saatlerce, yine de ilk konuşan hep ben oluyordum
Oysa o, o derin sessizliğinden çıkıp gelmek istemiyordu
Mayısı seviyor, gökyüzünü başka izliyordu geceleri,
Gündüz bulut düşkünü olduğunu fısıldıyor kulaklarıma, gece yaklaşan beyaz bulut kümelerini görünce de yanımda alıyordu soluğu
Ne söyledim de onu yanımda kalması için ikna ettim bilemiyorum
Onunla birlikte yürüyordum, hep konuşuyordum içimden nefesim kesilmişti!
Mavi ay gövdeme çoktan yaklaşıp dokunmuş ve sesime hüznü bulaştırmıştı
Böyle bir zamandı yaşadığımız,
Şimdi ise öylece uzanmışız yatağa iki sevgili,
Avuç içlerimizdeki ilaçları yutuyoruz.
Yavaş olacağının bilincindeyiz, pişman olmaktan korkuyoruz belki de!
Çocukken bindiğimiz tahterevallinin bir tarafı aşağıda kalıyor ve biz gökyüzüne değin yükseliyoruz,
Sararmış benzimiz,
Dudaklarımızın kırmızlığı çekilmiş, kanı çekilmiş parmaklarımızın!
Takvimimiz kasımı gösteriyor,
Ağlamışız ve kayıp düşmüş gözyaşları elmacık kemiklerimiz üzerine...
5.0
100% (5)