16
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2469
Okunma

Susmaların teması aslında şiirin yürek koyduğu.
Bir kelam ve bir düş/üş.
Sureti kati hemhal olmaksa aşk’a bodur eşkâli o pervasızlık ile sıra dışı bir tezahür anlamsızlığın anlam kıldığı hele ki o yeknesak ve tok sesi mimlenmiş bir yürekten arsızca kapıp koyuverdiğimiz bir terennüm.
Andan mı yoktan var eden Allah’tan mı emsalsiz niyazların yine sır bildiği o dokunuş ve rahlede saklı beyitleri yorgun dervişin.
Endamlı yürek sesi yine yoksunluğun tefrikası o cinnet akşamlarında sükûtu yâd etmekle de eş değer.
Yoğun bir anlam dökülürken tüm sırlı aynaların karanlık arka yüzü ve hicap edilesi tüm devran yine de mesken eylemek en güzel duyguyu.
Sensizliğin şarkısını çalıyorum şair:
Demlemdiğim şiirlerde
Gölge bildiğim altın seyri verilen cezanın
Başım gözüm üstüne,
Lacivertin en tenhası yine sair şiirde.
Çalmadığım sevdalardan örüyorum
Aşkın bahtını;
Sessiz özlemler biriktiriyorum
Ve sensiz her cümlem,
Katmerli yalanlara öfkem ey şair:
Hani gitmediğim ülkelerin göklerinde
Açan şafağın sol yanı;
Taammüden öldürdüğüm bin bir gecenin kahramanını:
Adına dokunur gibi
Elimde perçemi yarınsızlığımın:
Irgat bir aşka düşmüşken yolu kemanın
En zarif terennümü saklıyorum
Asla görmeyeceğimi bildiğim gizeminde.
Belki de boykot ediyorum
Şehvetten uzak nasırlı gölgeler iken kıyama duran
Mücbir sebeplerle asla yoldan çıkmayı da beceremediğim
Bir mecra işte.
Kısık sesi gökyüzünün
Bilirim ki Tanrı da azat etti gök gülüşlerimi:
O zaman söyle neden:
Ya da sus sen yine
Hele ki en iyi senken
Susmayı beceren,
Duymadığım sesinde kayboluyorum,
Gölgesiz müritleri bil ki bu coğrafyanın
En yansız yansıması
Yine sensizliğe düşmüşken gönül,
Damıtıldığım hangi yürek ise
Tehir ettiğim ölümü.
Defolu değil bu yürek,
Sadece yaralı
Belki de mustarip tutulduğundan da öte,
Sessizliğin Tanrısı, sen şair:
Ümmetimde bakir bir tınıyım:
Elimde boyutsuzluğum
Gönül çoktan lav
Ve asla da sormayacağım:
Hiç mi haz etmezsin bunca serzenişten?
Hem demezler mi:
Gün doğmadan…
Gerisini unuttum bil ki
Ve adsız isyanlarımla
Uyuduğum koyun koyuna
O siyah örtüyü serdim
Dün gömdüğüm pembe gülün üstüne.
Henüz söylemediğim o niyazı
Ve söyleyeceğime dair söz vermediğim
Ne ise…
Sondan başa kaykılmış bir cümlede
Rast geldim mademki
Teyakkuz yüklü geceye,
Seferberlik ilan ettim bu şehirde
Ve koyultulmuş gök kubbede
Kayacak son yıldıza adadım bu son şiiri.
Mücbir sebeplere sordum:
Islah olur mu bunca sefil tezahür
Hele ki yangından öte
Ölümlü bir günceye ısmarladığım yarınlar.
Söz bir Allah bir madem,
Hiç mi hicap etmez bu sürgün geceler?
Mademki yanık bir türkünün nakaratı,
Gecenin kiri isi,
Ramak kala sona,
Neylerdi onca fukara?
Varlığın hezimetinde yalıtılmış sair imge,
Gölgelerin teyakkuzunda
Esir ettiğin o yerinden sökülü rütbe.
ŞİİRİME SES OLAN DEĞERLİ ABİM M.F.ÜNALAN HOCAMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
5.0
100% (24)