Ve bir kadın sevilmeyi bekler.


Başakların içinde saklanır aşkın kırmızı tonu
Beklemek, herkes için aynı mıdır? bilmem
Ama benim için beklemek;
Sıcak içilen su gibi
geniz yakıcıdır.

Işıkları yandı odamın
Yanması zaman ayarlıdır.
Yalnızlığın pençesinde kimse tutmaz elimden
Evim de bir gezinenim olsun diye
zaman ayarlı taktırdım lambalarımı
Her ’ sen ’ geçe, yanar tüm odalarım
tüter ocağım...

En koyu bakışların,
en koyu gece de aydınlanır.
O gün seni almaya gelen otobüs
o gün benim üzerimden geçti.
ve o günden bugüne
bir teker izi hatırlatır seni bana.


Uyumaz oldu gözlerim
O da son kozunu oynuyor bana
Elimde aslı (birli) var
ve bir taş misali
yere vuracağımı bilmiyor.

Sobam da yanan odunun, alev görüntüsü sen
Kanıma pompalanan kızgın bir kezzap
Acı içerek körüklendiriyorum.
Ayrılığın nerede başlarsa
orada hasretinle yeniden başlıyorum
derin derin yanmaya.

Ansızın dalıp gittiğim düşünceler uyandırıyor
Parmağım da takılı olan yüzükte
Adın ay gibi parlıyor.
Ellerimle sana ördüğüm atkı,
şimdi yine bende
ve sen kokuyor.
Biraz olsun yüzümde tebessümler oluşturuyor.
Bir tek o zaman kahvemi mutlulukla yudumluyorum..

Bir saat öne alınmış saatlerim.
Vakit çabuk geçsin diye,
erken söner mumlarım.
Gurub’lar da oluşan ince çizgiler
Sana derinden duyduğum
kırmızı aşkın sembolüydü..

Artık tekneler de benim sözlerim yazılı.
Bu akşam sana göndereceğim teknede
bu yazım olacak:
’ ELLERİMDE AŞKIN KIRMIZI TONU
VE BİR KADIN SEVİLMEYİ BEKLER.’

---Pervaneha---