14
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
847
Okunma

Yağmurlu bir kasım yine
doğmadın daha,doğacaksın
gözlerin çıkacak bir bedenden,ellerin çıkacak
bir kuş hüznüyle bırakılacaksın dünyaya
seni daha önce hiç böyle düşünmedim
ağıt tutarım ellerimle,şakırdar gökyüzü
beyaz olur,mavi olur
bir şarkı sıcaklığında ararım seni
bu bir çağrıdır tüm dillerde
kemana yaslarım boynumu
solum karanlık hep
bir ağıt tutarım aydınlanır gökyüzü
seni böyle zamanlarda öpmek istiyorum
kayar ellerimden yay,süzülür bulutlar
o gün geldi yine
gök şişer,can çekilir,bir anne göbeğinden çatlar
belki elleri çıkacak,belki yeni bir gün doğar
seni usulca öpüyorum omuzlarından
şimdi saatin kaç olduğu belli değil
zaman akşamları çabuk,gündüzleri ağır
geceleri aksak geçiyor
yağmur çarpıyor iki dudağımın arasına
balkon hüznü taşıyorum,bedenin üşüyor
otuz altı numara olan ayakların bir kaba sığacak kadar sığ
bir yelkenin yanaşacağı kadar yuvarlak
kendimi emanet edebileceğim kadar güvenilir
gözlerin çağına göre fazla büyük
omuzların iki kıtayı taşıyabilecek kadar uzun
sen bir yatakta uyuyorsun
büzüşüyorsun naylonun yanması gibi çabuk
karnın çocuklara yer açacak kadar derinleşiyor
bir kedi sıcaklığı bakışlarında
bir varış kenti samimiyeti
beni ilk kirpiklerin karşılıyor
dünyayı bölercesine ayrık ve bağımsız
ortasından nehir geçen şehirleri hatırlatıyor
ellerimle taşıyorum seni
bir çocuk merhabası dilimde
yağmurlu bir kasım yine
bir bütün halde dünyadasın
doğmadın daha,doğacaksın.
’Kasım