6
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1409
Okunma

Demedim mi sana gitme gurbet ele
Oralarda kaybolur,
Yem olursun kurtlara
Karanlık, dardır sokakları
Gitme,
Köyümüz ’de kentimizde çekelim,
Oralarda çekeceğin sefaleti
Sahibin olmaz, güçlülere kul olur ezerler seni
Farklı biri olur unutursun geçmişini
Tanıyamazsın kendini, kendini
Onlar gibi yaşamaya özenir,
Kişiliğini kaybedersin
Dönüşü olmayan yola girer geri dönemezsin
Karakterini kişiliğini kaybettikten sonra
Geri dönsen de,
Topluma kendini kazandıramazsın
Kurtlar sofrasına meze taşır yorulursun
Kim güçlüyse hep o kazanır kalır ayakta
Kullanırlar senin gibi kimsesiz ve yetimleri
Fiziki gücün ne kadar güçlü olsa da
Her vurduğunu yere yıksan da
Her zaman kullanırlar
Bir tazı gibi ava salarlar seni
İşleri bitince
Senden ümitlerini kesince
İşe yaramayacak duruma düşünce
Issız bir yere atarlar seni
Oralarda vardır adi şerefsizler
Hepsi birer bataklık timsahıdır onlar
Sinsice yaklaşır tuzağa düşürürler
Bataklığın derinliklerine çekerler
Zaman geçer ömründen ömürler gider
Çok geç olur anlarsın mutlaka ama
Hayattan çok şey kaybettiğini geç farkına varırsın
Aile bağı olmayanlara,
Hayat toz pembe dir onlara,
Işıl, ışıl gece kulübü pavyonu,
Göz alıcıdır eğlence yerleri
Dansözler el kadar elbiseler içinde raks ederken
O eğlence yerlerinde
Huriler arasında zannedersin birden kendini
Batak hanelere
Rakslarıyla bağlıyorlar senin gibi zavallıları
Çektikçe esrarı, kadeh, kadeh içtikçe meyleri
Başka bir dünya da yaşadığını düşünürsün
Demedim mi defalarca yol yakın iken dön geri
Sana uyuşturucu verirler
Uçuyor sanırsın cennetin köşelerinde
Ayrılamazsın bir daha o şerefsizlerin ayak diplerinden
Bitersin sağlığın elden gider kandırırlar seni
İnce hastalığa kalır
Dönersin bir kuru, bir kemiğe
Canlı bir iskelet kalırsın
Altına bir cafcaflı araba çekerler
Koluna da yüzü gözü boyalı birde hatun takarlar
Ayağında apartman ökçeli ayakkabısı
Senin gözünü işte böyle boyarlar
Kandırırlar hayal dünyasında yaşarsın sanki
Zannedersin ki gerçek hayat gerçek yaşam bu
Sana bir iş bitirtirler çekip vurursun bir serseriyi
Belki de bir zavallıyı
O zaman yaşamanın anlamı kalmaz senin için
İşte gerçek hayatın yaşamın sonudur o an
Ölmek istersin
Belki bir uçurumun dibinde
Belki bir ormanın çalıları arasında
Belki de ağaç dibinde yada bir kuytuda
Belki bir caddenin kaldırım taşı üzerinde
Cansız bedenini bulurlar
Belki de cesedin hiç bulunmayacak
Cesedin bulunsa da kimsesiz mezarlığına defnedilecek
Düşmanın yok ki oralarda vuruşasın
Seni kullanırlar menfaatleri, çıkarları için
Söndürürler geleceğini ve hayatını
Yuva kuramaz düzgün bir yaşantın olmaz
Dönmek istersin o cennet sılana
Muhtaç olursun inan köyünün bir avuç kara toprağına
Akrabaların sana küs olsalar da
Çünkü senin baba ocağın senin ana vatanın
Doğup büyüdüğün bu köy
Ne olursan ol seni yine de sarar kollarına
Bir kuş gibi düşme tuzağa
Çiğ çiğ yerler bırakmazlar kemiğini yarına
Tuzağa düştün mü
Kanadın mı var süzülerek uçmaya
Kaçıp gelsen kurtulabilsen keşke oralardan
Gurur yapma çiğne gururunu dön köyüne
Oralarda kalma
Soğuktur havası ısıtan olmaz yüreğini gönlünü
Kimse sarmaz doğduğun topraklar gibi seni kollarına
Çamurlu tozlu topraklı koşup oynadığın köy yollarında
Kimse sana karşı koymaz koyamaz
Kimse seni kovamaz
Dostum gel ne olur yol yakınken dön geri
Gençliğini heba etme koşma asalakların peşinden
Allah ‘a kul, ol kendine hizmetkar
Bu kentin, bu köyün insanları
Fakir ama gönlü Zengin’dir
Kabul ederler her zaman sofrasına seni
Dön köyüne türküler söyleyelim
Fındık toplayıp bahçelerde horun tepelim
Kendimiz olalım ,olalım kendimizin ağası paşası
Döndüğünde Vasıf’da eşlik eder sana
Birde çekeriz on dörtlülerimizi
Şerefine atar yıkarız
Neşelenir, neşe katarız köy halkına
Diğer bahçelerdeki çalışanlarda
Neşemize ortak olur onlarda patlatır mermileri
Dön ne olur dostum dön gel köyüne
VASIF TEMEL ÇOBANOĞLU
09.11.2016 PERŞEMBE
5.0
100% (12)