4
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1880
Okunma

tavana asılmış salıncakta
sallanarak bekler
ezilmiş haşhaşa şekerli somruk sorup
uyuyan kundakdaki bebekler
bez içinde lokum ya da mama
“dada ” vermeye başladı zenginler
emzik-biberon çook… çok daha sonra
çokları parmaklarını emdiler...
anasının sütü olmazmış bazılarının
emer kalırmış bazı bebekler de, bu yüzden
“-ana” derler,
ama; ana başkalarının
emer bebeği olan bir anayı emdiğinden
sayısını bilmez süt gardaşlarının
bir yandan kurşun dökedururken Döndüce
bir yandan hayat dersi verircesine
“-emişik dey(e)cen öyle ya ga(y)ri
asıl gardaşından daha ileri
neyeyse;?
emişik olanların üç göbek çoluk-çocukları
birbirlerine haram; siz ne bilceniz
ben onu bunu bilmen;
elin çocu(ğu)na bicik verme gelinimiz!
kimin kime nasip olca(ğı)
belli mi hu devir de
"-bi Avildenin Karısı getirdi Ali’yi
Göktepelinin arkasınadan da
Katrancı Musa taygeldi
Musacık Eyuplarlı arabacı
Azgının kızını kaçırdı.
Azgın babamın asker arkadaşı,
arabuluculuk babama kaldı"
muzip, mugallit biriydi Katrancı;
"-karım avradım olsun
at bokundan atlayan
cumayı gün çatlayan
ölü kargalar gözümü oysun
sovan gabığının altında kala(yı)n."
yalan yere diye yemin billah ettikçe,
Göktepeli"-yavrım Musa’m ilenme
ilencin geçiv(er)ir" diye yalvarıyor
namlusundan
ters tutmuş alnına dayamış boş tüfe(ği)
anası"-şeytan dolduruvu(r)" diyor.
geleceğe dönük bir sürü hayalleri vardı
inşaat ameleliğinde karar kıldı
gerçekleşmese de köylü hayallerinden biri
göçtü,
göçtü köyden
kurtardı kendinden sonrakileri
olmasa da!
Avildenin Ali gibi
ondan çok çok sonra
köyden gitti Ali..
o da emekli şimdi..
Göktepeli demişkene Mevlüt Ali
gayfe çalıştırdırdığından
evde plakları varımış
kimse yoğukana
oğlu Yücel
o zamanlar daha iki yaşında
nettiyse
plağı çalıştırmış,
Göktepeli; bi baksa, plak ha-bire dönüyomuş
eliynen dutmuş epey bi,
salıvımış, gene dönüyomuş,
ters gapamış gene durmayo,
o da üstüne haşgaş daşı gomuş."
öteyüzden damadı gelmiş,
yanında da Akdağ Muhtarı
ikiğün galmışlar, savışdırı(r)larkana
“-ay yavrım Musam,
hiş bi göddeşsiz gelmezsin ki
ha bi oturalım da hasbihalleşelim,
dertleşelim”
Muhtar da
“-hala…
gene sen bana dua et
ben getirmesem hiş gelmeceğdi ya” demiş
“-bi ğün öretmenden aldık köytopunu
eskinki ğibi ülüklü deği(l), siboplu
tabi yaz ğünü deği(l)mi n’olcak, dura-dura sınmış
nası olsa harmanyerine ğedecez
geçerkene Melidali’nin motursiklet pompasından şişiriz
varalakdan bakdık Melidali de
hayatda böcelenip duru(r)
serseri dakımı pompanın başına kömeleşmişiyiz
biri topu iki eliynen sıkı sıkı dutuyoru
öteki ver-Allah pompalayoru
duralakdan merdimenin başında Gökdepeli peydah oldu
“-gelen geden köylünün çocuğu
her Allahın günü top şişiriyoru
havasını bitirceniz e(nde)kinin
sankı bedafaya alınıyoru”
Melidali gayet sakin
“bi-kaş günde bi pompalanmasa
Allah mafaza şişirmeyi unuduvuru
o da can daşıyoru ana” deyişnce
“-o da doğru ya!”
…
“-her gün gelin de
unutdurman gadın yavrım” dedi bu tefa
“-dediğin hesap bi köye ıradıyon yeni ğelmiş
adam aşmış ıradıyoyu
acanısı dinnemiş, gapatmış
“pili tükenmesin” demiş
ertesiğün gızı bi açıyo ku
Bediya ğibi garının biri türkü söyleyip batır
anası
“gapa ğız tükenmesin
aşam gelince boban da duysun” demiş.”
DİPNOTLAR
somruk / sormuk: bebeğin somurarak içindekilerden gıdalanacağı bez parçası
sormak: emmek
dada: tatlı, bebek ya da çocukların hoşlanacağı tadlar.
emer kalmak : bebeğin anasını emme dönemindeyken öksüz kalması
devir: çağ, zaman, dönem
köyde herkes sarı yağlık (baş örtüsü) taktığından, (gök) mavi başörtü kullandığı için bu isim verilmiş olmalı
taygeldi: dul kadın, başka birisi ile evlendiğinde kadının yanında gelen
öncesi eşinden çocuğu
ilenmek: baddua, ah
ilenç: ilenme, beddua, ah, intizar
savuşturma: yolcu etme, uğurlama
götdeş: arkadaş, (argo)yaren, candan arkadaş, sıkı dost, heb birlikte olanlar
ülük: emzik, suyun kaptan belli ölçüde akmasını, dökülmesini sağlamaya yarar borucuk, ülbük, ıbrık
Resim için Sn Oğuz Zeki’ye teşekkürler
Çalı / 1881
5.0
100% (6)