7
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
679
Okunma
Taze çay kadar tatlıydı bakışın
içinde kaç şeker olduğunun bir önemi yok
başın dik izlersin gökyüzünü
onlar burnunu havada görsünler
ben bakışlarının derinliğini karıştırıyorum
evren de bir bardak kadar dar
anlıyorum..
kaç yıldız daha kayar tepeyüzünden
bunun bir de altı kat üstü varmış
koşuyorlar çıkmak için
arkalarına bakmadan hızlı hızlı
ayaklarında eskimiş bir tatar çarığı
sıkılmış bileklerine kadar kahverengi
sen de koşmaya devam et
bir ağacın arkasında saklanıyor
görünmediğini düşünüyor
israiloğulları
tepelerden kayar yıldızlar
hayat da böyle korkutucu geçiyor ilk önce
sonra ötelerden gelir haber
ısırılır bir elma,koparılır dalından
hep düşmesinde korktuğumuz taşların
yenebilecek halleriydi bunlar
geçmiş ibretlik bir dem
alttan ısınır daima
ve bir gün
yakacak kadar tenini yaklaşır sana
aç kapıyı biz geldik demez hiçbir madde
zaman denilen kavram
kaç yüz yıldır yürürlükte ?
evet..
tazesin sende
kimsenin anlayamayacağı kadar.
’Ekim