15
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
1255
Okunma

on yıl mı pinekleseydim
gittikçe sararan sayfanın başında
bir dize yazmak için
ağacın altında kirazlar çiçek açsa
erikler olgunlaşıp düşseydi önüme
cevizleri düşürseydi de kuşlar
düşünmekten dönüp bakmasaydım
önümden geçip giden mevsimlere
dönseydim arkamı
eskiseydi bir dize
yeri boş kalsaydı şiirde
yaşadıklarımın
şiir sen okumadın belki ama çok şiir yazdım sana
allayıp pulladım sözcükleri
gelinlik bir kız gibi
baş köşesine oturdular defterimin
kalmadım bir dizede
gelsin istemedim çetrefil sözcüklerle ilham
imgeler karışmasın birbirine
geldiği yeri göreyim
bir çeşme olsun
musluğu sürekli akan
çam kozalağı düşsün oluğuna şiirin
öyle gerçek olsun etten, kemikten
duyulsun çoban kavalının yanık türküsü
bir sevda havası, ılık esinti
oynayan çocukların ayak sesi
seslenmesi annelerin:
- akşam oldu oğlum, kızım eve gel
bir evde tencerede pişen yemeğin kokusu
kavgası, gürültüsü, acısı, sevdası
duyulsun pencerede açan beyaz sardunyanın kokusu
yüreğimize sinen akşam
kayan parlayan yıldız oyunu
gecenin yalnızlık duygusu
yarına beslenen umut!
büyük bir şair değilim belki
ondandır kalemimin rahatlığı
benimle bile oyun oynaması şiirin
ben a derken be demesi birden
her köşede beni yakalamaya çalışması
bir saklambaç oyununda
kim kimi bulur o başka
o beni ben onu yakalarım sonuçta..
08. 09. 2016 / Nazik Gülünay