(eski) cami konağının bir köşesi
“köşk”
dut vermeyen, bir dut ağacının gölgelediği
genişçe bir balkon
ve yan tarafta,
sundurmanın altında basılı kalmış küçük bir kayısı ağacı

kahveleri
okulu ve ova yolunu
köymeydanını gören hakim bir noktada
duvar dibi sedir
diğer taraflar kerevet
tahta geçittin yanı “abdaslık”
..
yazları
namaz vaktinden önce
hararetli bir mevzu da olsa
“bıçak keser” gibi kesilir
vazgeçilir yarenliklerden
acanıslardan, partilerden,
o dedi-bu dedilerden
ezan okunmaya başladığında
sonradan galvanizle kaplanmış tahta minareden..

diğer taraftan, hevesli bir genci yakalamışlarsa
kametten başlanır
hemen her taraftan geleceğin müezzinine
ince-ince tecvitiyle anlatılmaya
tesbih ve kıraata
altı gözlü şerefede
ne tarafa dönüleceği,
sabah ezanı, akşam ezanı

duruşu-oturuşu
tahiyyatta sağ ayak başparmağı
kıyamı, secdesi-rükusu
iğneden ipliğe
imtihandan geçirilir
itirazlar sükunetle izahat edilir
derin hocalardan misal verilir..
ve onun ardından hep birlikte
tekrar edilir
Ezan-ı Muhammediye

Allahu Ekber Allahu Ekber
“Allahu Akber, Allahu Ekber”
kahvede oyunlar durur
elbirlik
“-Aziz Allah”
buyrulur

namaz vakitlerinde duyar-duymaz ezanı
bir taraftan yan taraftaki abdesthanede
ters çevrilip sekiz köşeli kasket kalakları
ibrikteki canı-kaçık suyla abdest alınır
mes(h)i olanlar mesh-etmekte
değilse ayaklar abdestliğe kaldırılıp yıkanır

birileri de Aşşa Çeşme’de
ceketini omzuna geçirmiş
yenlerini-paçalarını çemremiş
ayakkabının gerisine basmış
birileri camiye ulaşan diğer sokaklarda
cemaate yetişme telaşında
yün çorapların yarısı ceplerde
bir yandan da
yenler bileklere indirilmekte

ezan çoktan okunmuş bitmiş
“birileri çoraplarını keyiyo oturagomuş”
gerilerde bir yerlerde
alel acele sünnete durulmuş
müezzinin kametinde
iki rekat daha yetiştirilmiş
Hacı Osmanoğlu’nun
namaz gıldığı yer belli oluyo(r)muş
“Macarlarınan Hacallar
namaz gıldıkları yeri samanlar”
darbı meseli o yüzden konmuş
..
“-malın maşatın içinde adamlar”
?
“-emme” diye dudaklarını ıslattı
“-dedem Feyzullah Hoca ıramatlık tilanıdı
düğün urbasıynan gederimiş camiye,
insan içine, gaveye, mencilise”
dedi Hacı Necati gerine-gerine













imam tahiyyata oturmuş
tekbir getiren imama uyulmuş
ve hemen oturulmuş tahiyyata
“-sehif secdesi gerekir mi acaba”
..
“aman canım uyduk ya imama”
“zaten cemaatla namaz kılındığında
cemaattan birinin kabul oluyorsa namazı
herkesinki kabul olacak ya”
..
“Musa Hocaya sormalı bi ilk fırsantda”
..
“hinci ben hankı zammı sureyi goşcağ(ı)dım
yonusa atladım mı
yoğ ülen hay aklıma yanayın
ikindinin son sünnetlerinde
zammı sure okunma(ya)cağdı”
bu yüzden daha bi şevkinen
gılıyo insan
ikindi namazını
Allah içimden geçeni bilip duruyo valla”
..
bi(r) vesvese içinde, “acabalarla”
goşdurmacayna(n) bi(r) namazı daha
vahtında eda eyledik goduk
şükürler ossun
Allah gabil etsin- Amin”
..
“-eyi kine cematına(n) gılıyoz,
değilise; valla küllüyen hapı yuttuytuk
valla bizim namazlar birez fâsık
birez de mekruh ediyoruz”

böyle insan güpürdümüne(n) gılıyo
Allah var ya; hoca bireş deliğanlı olacak
terefi gılar gibi
neden dersen Yakıp Hoca’nın namaz gıldırışı
Pesenin ganlı ğibi ırlana-ırlana
gıcırdaya-gucurdaya
adamın etişcek işi yok,
geş kalma telaşı yok

insan dalıyo, dayfalıyo
camatı iki sahat beklediyo
töbossun insanın uykusunu getiriyo yau
olur-olmaz bi sürü mali-hülle
geliyo insanın aklına?”
..
“ehliyalınan gavga-nize,
ona keza!”
“-töbe estağfirullah töbe”












Çalı / 1756
Yarın "Sadık Hoca"

DİPNOT
canıkaçık: (su için) hafif ılık
tilan: titiz, tertipli, özenli, dikkatli,



resim Arif Ali Bıçaklı’nın öğrencileri
Yıl 1964 arka fondaki köyün ilk camisi 1905 Yılında yapılmış, 1975 de yapılan 99 Depreminde yanlara doğru bombeleşmiş (bayındırlıkça çatlaklar sıvanarak kapatılmıştır.), bilahare 1964 yılında kurulan Dernek başkanı Sn Ahmet Şen tarafından yenisi yaptırılmıştır..