6
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
829
Okunma
Titriyor mumdaki is felsefeye rağmen inançlı
2-3 adam kürtçe konuşuyor anlamıyorum
ay ışığını yiyor bir kaç kedi
yabancıyım
bulunduğum topraklarda üstümden çekilir bulutlar
güzel gelecekler gelir ardına bakmadan koşarak
takılır ayakları düşer birinin kalbine
tarih anlat bana güzel mi geçmişimiz
yoksa bir çocuktan mı ibaret resimlerden kalan
bir roman bıraktı 3 asır önce victor hugo
kaldırımlara müsait bir denizin ortasında
kara bir tren oluyor delirmemek için
ağzımdan çıkıyor duman
tüm siyahlığıyla utandırıyor fahişeleri
rejim muhalifi gözleri var inancımın
dokunduğum zaman gözlerime
titriyor mumdaki is
merhaba arkadaşım
hala karşısın bulunduğun bütün rejimlere
kokain kokarken ellerinden
burnun hala ilk günkü gibi
hücrende bir kaç yırtık poster
yatağının altında gizli bir silahın var
biliyorum duvarların kokusundan
gözyaşların bulut olmuş tavanda
bu bir döngü değil arkadaşım
dağlar hiçbir zaman paralel olmadı göğsüne
yükselmedi hiç bir zaman kirpiklerinden çekilerek
hala karşı mısın kardeşim
sırtından çıkan dört kurşuna kaç kuş bağışlanacak
şimdi geçiyorum koğuşunun önünden
belki şuan tam karşındayım
anlamıyorum sesini duvarların arasından
ben buralara çok yabancıyım
merhaba birçok ruhun sırtına yasladığı ulu çınar
sende yabancısın artık
ellerin saklanmış yerin binlerce kat altına
gözlerin görmüyor çizilmiş bir çok kenarından
altında içilmiş boş cigaralar ve geriye kalan zıvanalar
tutulmuyor ellerinden küsmüş gibisin
yoksa sende mi sürgünsün
yıllardan yıllara atılan sürekli
ayakların binlerce parça halinde kimlerin eli deydi
hangi özgürlüğün kanı aktı üstüne
neleri gördün durma anlat
kim dayadı gecenin bir köründe bedenini üstüne
kim kaçarken polisten dallarına çıktı senin
kim öptü sevdiğini senin gözlerinin önünde
anlamıyorsun değil mi beni
yabacı geliyor şimdi her şey sana
tamam tamam anladım
küsme kendine aç kollarını
sadece ikimiz varız
ve bende yabancıyım.
ağustosikibinonaltı’