8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1955
Okunma
bir güzel kız yaşardı kasabanın içinde
çarşafı pek güzeldi gül yüzünün renginde
cümle alem aşk derdi görünce onu dilde
güzel kız gülerdi de vermezdi gönlünü birine
bir de bir katip var içli mi içli sessiz
ruhunda ezilmişlik gönlü çok takatsiz
çoğu zaman sarılır kaleme belli ki hissiz
bıkmıştır hayattan şairce ve tekinsiz
güzel kız duyunca katibin methini
geçirdi üstüne gül rengi entarisini
sonra bekledi yolda o meşhur katibi
gelişiyle indi aşağı pek cafcafllı ve sinsi
katip geçerken farketti güzel kızın rengi
farketmedi bu bir oyun zannetti kendi dengi
bir alevdir aldı sessiz zavallı yüreğini
eğilip aldı pek şaşkın düşen ipek mendili
güzel kız gülümsedi önce katibe
sonra koştu eve havadis verem diye
cümle alem şaşırdı kızın oyun işine
dediler yazıktır katipe oyun olmaz kalple
kız dinlemedi sürdürdü oyununu neşeyle
katibim bir hile düşünmedi bu hale
sonra bir gün pervasız girince kahvehaneye
anladı ki kendisidir meclise pay olan nale
katip çıkarır cebinden ipek mendilini
istemeden akar gözünden içteki inleyişi
efkarla yola düşer hesapsız ama deli
içinde bitmese de bitecektir bu sevgi
o sırada pencerede bekler bizim güzel kız
penceresinde renkten renge giren o çiçek ,sakız
uzunca zamandır bilmektedir katip zamansız
içindeki gerçeğe dönen sevda hazansız
derken geilr katip hüznü şimşekten direk
kız anlar olanları telaşla titreyerek
sonra iner aşağı gönlü ağlamaya hazır durak
vakit çok geç olmasında kilitlendi gül dudak
katip dinlemedi onun hiç bir sözünü
diz çöken kız sarıldı sürdü yere yüzünü
katip ipek mendili çıkardı belki hüznünü
silersin sen vermiştin bana bu ipek düğümü
kız hatırladı mendille başlamıştı her şey
yalvarsa da yakarsa da boşadır onca mey
son kez bakarken katibin arkasından dedi hey
lakin bilirdi boşuna yürek artık susmayan bir ney...