7
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
692
Okunma
Aşka adanmak bir ömürde kalmayabilir bazen
gözyaşları da zamanı geriye alabilir hiç ölmeden
Kuş sürüleri bu sefer ellerinden havalanmalı
bu masumluğun bir işareti
sonra gökyüzünde bir karmaşa başlar
aklı geride kalmışları sözcü seçersin
senin suretin o olur
ellerin arkalarda bir dağ iken
bir fırtına da devrilir sonra
öyle samimi öyle içten
bir şiirin akılda bıraktığı duygu kadar
ranzanın ikinci katından seslenirsin
bir bardak su daha
tüm ıslanmış gözlerimize nem
hala çocuk kalmış ellerine iz
garipçiler kadar sade
ikinci yeniciler kadar karışık
dokunurum sana bir dağın sırtı kamaşır
dokunurum sana üstünden taşlar atılır
izi kalır
buğulu tüllerin gözlerime yaptığı baskı
bir çocuğu azarlar gibi üstte kalıyor
bu ruhsuz bir masalın notaları
annemin beni düşündüğü çağlar belki de
iz olmuştum hayatımda
belki de hayal ettiği gibi değildim
bir karton da değildim yakılıp tutuşsun
ama ellerim vardı
bir dağa iz bırakacak
belki başka bir alfabeye konu olacağız
adımızla başlayacak yeni nesil
belki de anlaşılmayacak hiçbir zaman
okumak zor gelecek iki kelimeyi
zamanı gelince bir kutu bizi alır
ellerimizin üstünde derin izi kalır
akşam erken iniyor bizim mahalleye
insan olmasanda farketmez
ne bileğinin gücü
ne alabildiğine cesaratin
akşam bizim mahalleye erken iniyor
aşkı adayamazsın bir ele
belki
demli bir çaya
belki
ince bir bele
çelikten kadavralar sarıyor dağları
anlatmak zor seni
hala yaşayan birine.
’Gök çe’