3
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
924
Okunma

Ne zaman toz olsam yere yapışık
biri gelir üfler bayım
ayakların gürültüsünü kaldıramam
birde postallar var ağır
hafifliğiyle acıtanlar da var
yalnız bırakma beni bu sokak başında
bu boşlukta karıncalar tünüyor
fayton tıkırtısı değil bu
bir kırbaç sesi hiç değil
belki eteğinin yere değen kısmındayım
caddelerinden çıkılmıyor
şarkısı belki bu kadar gürültülü
belki bir romanın iki karakteri
bir rüzgar esiyor bayım
savruluyorum
memurlar geçiyor sonra
saat 12 olmalı yüzleri mutlu
bir öğle arası kadar yaramazlar
karıncalar saklanmaya başlıyor
kalabalık üstümüze doluyor
kanalizasyonda bir heyecan aldı başını
bir tırtıl baş verdi önce
şaşkınlığını gizleyemedi belli vakit
sonra tekrardan ezilmeye başladık
izmarit derinliği bu olsa gerek
kırmızı oyalı bir kız geliyor
saçları gri alabildiğine
gökyüzü kararmamıştı
güneş en azgın zamanını yaşıyor
bir adam yürüyor boş bakışlı
daha zam geleli bir hafta olmuş
sigara paketi hala dolu
ellemeye kıyamıyor gibi elinde dolaştırdı
sonra kızın yüzü döndü yere
adamın izmariti düştü
bir halıya vuruluyor uzaktan
tozları dökülüyor yere
hayattan kopmak dağılmak bazen
direnmek gerekiyorken gökyüzüne
ellerinde toz bulutları golha
farsça okunuyor
anlaşılmıyor bu memlekette
yabancı geliyor tüm taneler
şimdi evimden çok uzaklardayım
ne zaman toz olsam yere yapışık
biri gelir üfler bayım.
’Gök çe’