3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1011
Okunma
Yaşlı ruhlarını seviyorum senin
Yağmur gibi ıslak, menfaat bilmeksizin
Ruhların tek bir ruha erişiyor
Kesiyorum yüzümü.
Yüzünden diyorum
Bak yüzüne, yüzün varsa o ben
Yağmur suyu mübarek damlıyor çaya
Irmak olup aksak
Karşıdaki şehir bizi saklar
Biz onu, şiirler onu, şarkılar onu
Sesini üzüyorlarsa da kuşların
Kuşlar onu, yağmur onu, ben seni
Nedense bir ağrı sayılıyor
Önce inanmaktan geçiyor
Sonra insanlıktan
İnsan açlığı çeken yalnızlardan
Aç aç
Uluyan şu sessizliği neyle kapatsam
Düşerse bir hecen, düşüren biri daha varsa
Nesneler üzerini çiziyor o garip öznenin
Sesime aldanmayın diyerek iyot taşıyor şu tabak
Bırakıp ellerinden öpülesi
Bir çay yalnızca, kelimeler bile çabuk kuruyor
Ağzım burnum kanadı kırık kollarında
Hep böyle devam ederse, etsin
Adı hep unutulan komşular gibi
Sesi de unutulur insanın
Çektiği acılara özenir
Bisikletli bir çocuk seslenir
’taze çekirdek’, zincir döner
Dünya dönemeyenler için bedel öder
Kan kurur denizin simyasında
Suçlu suçundan müebbet hapis cezasına
Ruhu çeker, eti benzi solan sokaklar emanet edilir yalnızlara
Işıklar durur , şehir susar, insanlar uyur
Gibisi kalır, yalnız gibisi kalır, benzeyen benzemiştir
Artık gerçek kuru bir dala orman niyetidir
Orman çoktan külse
İnsan kendine küser
5.0
100% (6)