7
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1150
Okunma
Şimdi sana ne söylesem yalan gelecek biliyorum
arada bir gezinen bedenim var benden habersiz
kimselerin de görmesini istemediğim
ölmek için ıssız bir yer istiyorum
yalnızlık kemirsin içimi
gözlerime en son değen gökyüzü olsun istiyorum
kimse bilmesin ayaklarımı,ellerimi
çirkin olmadığımdan değil
güzelliği bilmediğimden bu kadar güzelim
kimsenin bilmediği uykulu gözlerinle kollarını denize aralıyorum
gece mehtabında güneş olmuyor sadece
hepimiz buradayız,kolları kesik bir sandalyede
ayaklarından vurulmuş bir masada oturuyoruz
hepimizin topuklarına sıkıldı bir kere korkutma amaçlı
ölürken güzel olmak istediğim için
gözlerimde kalanları süpürdüler
yazıyor,yazıyor dış güçlerin ellerimizden aldıkları yazıyor!
ölüme bile fakir gidenlerin hikayeleri yazıyor!
diye haykırdı
kasketi siyah,boyu tekne kadar
paçaları yırtık bir ufaklık
hayata olan bütün gücünü haykırıyor
işe yetişmeye çalışan iki genç kız kol kola girip gülümsediler çocuğa
erkekliği kabardı
bütün gölge yerler ölüme yakın olanlara ayrılmış gibi
yaşlı insanlar var yaşı ileri insanlar var bir de yaşlanmışlar var
geriye sadece gözlerimde ’k’alanlar
şimdi sana ne söylesem yalan gelecek biliyorum
gökyüzünü bölüştüğümüzü nasıl anlatayım sana
bir elinde güzelliğin duruyor garip
öbür elinde yetişkin bir huysuzluğun kabarıyor
sonra yeniden öleceğiz diyorum
entelektüel bir şekilde yaralanarak
belki pipo’mun dumanı kaçar boğazıma
daha güzel ölümler düşünemem
neyse ki ölmeme daha çok var
hemen de hazırlanamazdım zaten
toparlanmak desen bir hayat kadar.
’Gök çe’