6
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1461
Okunma

Karanlıklar boyunca tutardım nefesimi
Ve ses çıkartmazdım benimle konuşanlara.
Saatler dururdu aslında, bense yalın ayak
Çırılçıplak sabahların olmasını,
Ayrılıkların bitmesini beklerdim.
Ve sonra...
Birden bire, bir gece yarısı bir rüya âleminde
Titreyen göz içimin, pişmanlığın düz cümlelerinde
Aşkın en sıcak halini seninle hissettim.
Ardından çok geçmeden
Bir tetik arası
Şakaklarımdan başlayarak
İçimde bir türlü bitmeyen geceleri
Gelişinle temize çektim.
Bilmezdim en çok
Bu sevdanın
ne denli yakacağını
Yüreğimi.
Ben en çok senin sevginle yanmayı sevdim.
Artık daha fazla gözyaşı biriktirmiyorum yağmurlara
Ve hiçbir karanlıkta ağma bakmıyorum aşk’a
Ki en çok, aşktın sen –dolanırdın-
İçimin sarnıçlarında…
Kimdim
Neydim
Nasıldım
İnan senden önce hatırım (da) yok!
Bilsen kaçıncı mevsimde, kaçıncı şehirde buldum
Tanıdım sesini.
âh!
Ben o gündür seni mırıldanırım sevgili…
Ey benim perdesiz âhvalim
Ben kendimi kaybettiğim günü iyi bilirim
Ve sende buluşlarımı dahi.
Artık biliyorum
Bir aşkın aitliğini
Öğrendim, geç kalmadan, üşümeden, yanmadan
Soluksuzca
Yaşanamayacağını sevdanın.
S e n…
Sevdaysan dilden yüreğe
Kâhrına da, lütfuna da âmenna
Sâddakna//
Zên. //
DokuzHaziran2016
5.0
100% (18)