6
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
778
Okunma

Sabahın ilk vaktinde kendimi sahil kenarında buldum
yosunlara karşı yüzlerce volta attım
üstüne bastığım taşların azarını
bir ara kulaklarımda işittim
acelem yok bir arkadaşım gelecek
kaldırımların misafirliğinde
kaygı denizine nazır
karşımda bir çift sevgili
martı kıskandırıyorlar
çocuk eliyle gökyüzünü gösterdi
sevgisini anlattım sanırım
sokağın tavanı kadar
yerlerde çekirdeklerden oluşmuş parkeler
çimene benzeyen yıkık bitkiler var burada
iki adam balık tutuyor
vira bismillah!
iki martı daha eklendi vapurun sırtına
balıkçılar umut tazeliyor tekrardan
sahil balıklara kenetlendi belli bir vakit
sevgililer taşları çiğniyordu yosunlu
ben sırtımı çoktan yasladım
yarısı ıslak eski bir banka
gözlerimi kapatıyor karşımda sen
açıyorum tekrardan karşımda uzun uzadıya deniz
evler var arkamda beyaz beyaz
hayat parmak aralarımdan akıyor
acelem yok bir arkadaşı bekliyorum
güneşin doğuşuna yetişemedim yine
belki senin gelişine yetişirim
bir sahil kasabası
kimseler kalmadı
bir çift sevgili
gökyüzüne uzanacaklar biraz sonra
bir de
ruhu bozuk iki balıkçı
manzarası gözlerini hatırlatıyor
orta çağdan bir kalıntı
ve seni beklerken zaman
akşam ezanı kadar hızlı
geçiyor burada her şey ömrümün içinden
bir ordu çalışıyor gözlerimin altında
yoksa o kadar duygulu değilim ben
ağlamaya da bu kadar meraklı olmadım
bir arkadaşım gelecek onu bekliyorum
bir ağrı şakaklarımda
teşekkül ediyor gözlerime doğru
başımı seyiriyor güneş
ellerim her an semaya kalkabilir
bir isyan değil bu
baş kaldırmak mı asla
ihanet etmedim kaldırımlara
ve o yarısı ıslak banka
acelem yok biliyorum
sadece bir arkadaşı bekliyorum
Sığ bir yalnızlığa sığınarak.
’Gök çe’