8
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
1355
Okunma

I
Gün oldukça esmer
tırnak aralarıma kadar
kısa bir aşk molasındayım
senden oldukça uzak
ince bir tülden izliyorum bedenini
elimde küçük bir ayna
yaşamak bu olsa gerek
saçlarıma düşenler kadar kurak
gün oldukça esmer
ellerimde bir tutak
II
kendime olan korkumun bir bedeli
yaşadığımız beyaz sevişmeler
bir soytarının elinde konuşturuluyor
bir yobazın elinde buruşturuluyor
dudakların kadar kırmızıyız
üşüyen ellerimiz kadar soğuk bu sabah
dokunduğum yerlerin acıyacak belki de
korkuyorum bu aralar kendimden
zamanın kurduğu salıncakta
başım dönüyor günden güne
ve ellerimde kalanlar
sen tutulması yaşıyor
III
gözlerim bir hüznün istilasında
gömleğimin düğmesi gibi yükseliyor
alaturka yaşıyorum artık
belki gerçeklikten de uzak
göz bebeklerimin dehşetli üşümesi
korkularımın somutlaşması belki de
ellerin vardı öpülesi
bir şehre köprü olabilecek kadar pürüzsüz
hoş geldin dünyanın gökyüzü
bırakma artık nisan yağmurlarını
buz olalım tekrardan
eriyelim toprağa
bu bir iniş değil yükseliş olsun
prangalar bırakacağım kapına
IV
yüzüm mekke ellerim medine dilencisi
bugün ilk defa korktum kendimden
bu yeni bir facia sanırım
aynalar iki yüzlüymüş seni görünce anladım
ben yıllar önce annemin
sıcak suda haşladığı çocuktum
hangi ara piştim hangi ara yandım
korkuyorum her adımdan
bana ne oldu
bunca rehavet neden
en sen yine korktum
aynada kendimden.
’Gök çe’