10
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
1657
Okunma

Küçük bir kasabada bir aile yaşarmış
Çoluk çocuk akraba evlerinden taşarmış.
Çok büyükmüş aile kayınço, elti, kuzen
Başkasına benzemez kurulmuş garip düzen.
Evin büyük abisi olmuş kendince ağa
Kullanmış hünerini saldırmış sola sağa.
Bir de lakap takmışlar kasabada adına
Pek hoşuna gitmiş bu varmış Ceyar tadına.
Gün geçtikçe artırmış öfke dolu hırsını
Biraz fazla çalışmış açgözlülük dersini.
Para, mal, mülk çok ama hepsini kendin sanmış
Gözünü hırs bürümüş sandığına inanmış.
Kardeşleri ne yapsın abi bilip saymışlar
Eş ile çocukları art plana koymuşlar.
Burnu öyle uzun ki girmediği yer yokmuş
Kendi kurallarını kanun bilip de sokmuş.
Öyle çok şımarmış ki kilit vurmuş kapıya
Sanki herkes kiracı gitmek lazım tapuya.
Yapmış gümrük kapısı pasaport giriş çıkış
Bir de köpeği salmış keyfe keyif bu tıkış.
Konu komşu akraba artık gelmez olmuşlar
Arkadaş eş ile dost bizleri el bilmişler.
Aile ataerkil ne yapsın çoluk, çocuk
Emir ferman ağadan ana, baba küçücük.
Ariyetle variyet götürmüş bizim ağa
Sokmamış hiç kimseyi ne dağa ne de bağa.
Et, ekmek, bal, baklava, kuş sütü onun olmuş
Kırmışım bir soğanı sevinçler bana kalmış.
Bizlerdeki huzuru rüyasında görmemiş
Bütün ömrü boyunca sevgi nedir ermemiş.
Hak, hukuk çiğnemiş hep zehir katmış aşına
Koca bir utanç sürmüş hem yaşına, başına.
Gökten üç elma düşmüş üçünü de bu kapmış
Hala gözü doymamış insanlığından sapmış.
Neyse ben çok uzattım dünyalık onun olmuş
Ne mutlu bizlere ki mutluluk bize kalmış.
Yüksel Beyocaktan