11
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
4136
Okunma

Araftayım
Yokluğa iliklenmiş bütün yakalar
Süslü zamanlar kendi günahında
Her muhabbet bir imtihan
Arkadaş, dost, akraba kimliksiz
Susmalar ülkesinde
Araftayım
Ne mümkün dönmek geriye.
İsyan ağaçlarına kurulmuş darağacı
Gece hükümlü şiirleri asıyor karanlığına
Hece hece
Ellerimde titriyor yüreğim
Bilmediğim şekilleri çiziyor boşluğuna ellerim
Kalbimin avlusunda bir semazen
Araftayım
Üşürken gece göz uçlarımda.
Dar vakitlerin insafına sığınmış suskunluk
Zaman kısa hedef uzun
Uzaklarda bir kervan
Soluk soluğa kan revan
Bir de kardelen rüyası
Sonsuzluğun merdiveninde yorulan
Sabaha el pençe divan duran
Araftayım
Ölüm bile korkarken yalnızlıktan her an.
Her yağmur sonrası uyanırken bozkır
Bir nefeslik yaşamda ödünç hayatlar
İhanetler beslenir gözyaşıyla
Her gece iki damla yaşta kocaman vefalar
Hava gibi, toprak gibi, su gibi
Araftayım
Yitirilmiş sevgiler girdabında.
Ben vazgeçtim kırıldı diye
Çatlak bardaklardan su içmeye
Herkes olmuş iki yüzlü
Öyle ya
Dünyanın bile var iki yüzü
Bir yer yüzü diğeri de gök yüzü
Yorgunum
Uykusuzum
Saftayım
Araftayım
Avuç avuç kin kokan kirlenmişliklerde
Bağırsam sesimi duyar mı beyazlar.
Yüksel Beyocaktan
Şiirime ses olan değerli arkadaşım Mustafa Karaahmetoğlu beye sonsuz teşekkürlerimle..