9
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1037
Okunma
Yağmurlu bir İzmir’den merhaba
aşık bir şehrin çocuğum
şanslıyım
kimsesizlere bir miras
bir ülke olur bazen
bazen de dünyanın şahıyım
gazel de beyt ül
kasidenin taç beyiti
bir ısınır bir soğurum
bir değil çok kişiyim
susmayacak yaz radyosunda
on’unla yüz’ün arasındayım
en güzel şarkılar burada çalıyor
Bugün karacayım
yarın akça
sonra Nedim
kararsızım bu şehir gibi
iki aşığa bir ışık
çiftçiye bela olurum yağarak
bu şehirde yağmur olurum
derdimi dökerim
sızlayarak
saat kulesiyim bazen
kemeraltının kıyısında kalmış
kuşların sevgilisiyim
zamanın ortasında donmuş
etrafımdan binler geçti
kanatlarım da kuş yemleri
denize paralel uzanmışım
ayaktayım belki
ya da ben öyle sanmışım
bu şehir sığınak olmuş
ben dışarıda kalmışım
bu şehrin devrimcileri
ve ülkücüleri
biraz da islamcıları
hepsi farklı
yaşıyor el sürmeksizin içinde
bir o kadar yakın
yine bir o kadar ayrı
kol geziyor hainleri
sıçramış deniz kenarlarına kadar
dün gece alsancaktaydım
eridim yine anasondan
bir şehir olup yaşıyorum
yaşamak gelmiyor sonradan
bir şehir olup yaşıyorum
denizden ibaret değil
ara sokaklara kaçıyorum
ve bir şehri o zaman anlıyorum
bir sevdayı o zaman görüyorum
yaşanmamışlıklar
kasvet
şehrin gerçek sahipleri orada
gündüz çıkan martılar
geceleri yok
dokuz eylül vapuru geçenlerde battı
şuan uykuda
martılara yas tutmak
bize unutmak kaldı
bir şehir olup yaşıyorum
ne yalnızlık ne de yalan
izmiri gördüm izmiri anlatıyorum.
İzmir’de şiir olmak Anadolu da toprak olmak gibidir..
’Gök çe’