3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1019
Okunma

“-Daşevli Deli Şükrü
esgerimiş İsdambol’da
ordan gandırıp, getirdiği garıya
arsamızın, arazimizin haddini
hudüdünü bilmeyiz."
……
"-bi yediğimiz gaşşığınan
bi da yemeyiz
süpürgeyi, sobayı
bi defa gullanırız
evimizin dört bi yanı pencere" demiş
garı bunu essahdan bi şiy sanıp,
peşine dakılıp
Daşev’e ğelmiş
gele gele gelmişler ki;
Ganlı Balamıdın (y)okarsında
alttarafı
kıldan bi çadır evi,
“-şükrü bey, siz ne demiştiniz
hanı ucu bucağı bilinmeyen arazi,
bir kullanımlık kaşık, soba, süpürge,
hanı sizin eviniz,
dört bir yanı pencere."
Deli Şükrü
İstambollu garıyı almış annacına
"-gözüyün alabildiği yer senin
böğün bura gon, yarın şora,
gopar ekmee, dıkım yap, ye getsin
istediğin yerde yak çalıyı,
al sana soba
al eline tahrayı,
ayır bi ardıç dalı,
süpür,
süpürgeyi at ataşa,
kıl çadırın dört bi yanı geniş-geniş
pencere değil mi?" demiş.
"-garı bakmış olacaa yok
almış başını,
gomuş-ğetmiş”
“-kim bili belki;
doğruyu söyleseydi gelmezdi”
geldi de eyi mi etdi
nayetinde godu ğetdi”
“-do(ğ)ruyu dese geli(r) miydi”
“-belki gandırıldığ-uçu ğetdi
kim bili belki de Deli Şükrü
sevdiğ-uçu öyle demiş idi
bel ki ‘Nisan Bir’ etmiş idi
5.0
100% (5)