3
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
4448
Okunma

.../Mehmet Pala’ya
1)
Azize yüreğime uzattı ellerini
Kalbimin bir kenarına bıçak sürdü
Diğer kenarına uzak…
Niye bıçak dedim
Niye uzak…
Bıçaklar ve uzaklar değmesin kalbine dedi…
Ve fısıldadı kulağıma nefesi ağlamak kokarak:
“Bana değenler sana değmesin.”
Bir Mıtrıp ağladı; o günden sonra hep kapımızda.
Annem saçlarımı çırptı balkondan
Dedim: ne oluyor?
Herkese ne oluyor böyle?
"Sus" dedi Azize.
"İyilerle ol.
İyi ol."
O günden sonra o günler bir daha gelmedi.
Haşimiye’de Pala’nın kuşlarını sattılar; yok pahasına…
Günler hep taklaya geldi; teneke çaldılar arkasından dostlukların.
Birbirinin çocuklarını kendi çocuklarıyla büyüten annelerin şehrinde
Babalar hep İbrahim sustular…
Şıh Maksud’a çıktım; bir Yakubiye meselidir;
“Allah’ım babamı ıslah et” yazdı bir kareçi, duvarına türbenin.
Uyudum sen geldin
Bir çiçeği koklamalıyım dedin
Kokladın uzun sonra onu alıp okula yazdırdın beni.
Kalbimi çıkarıp yerine post cihazı taktılar.
Kaçtım duvarlardan, nereye gelsem evimiz değilmiş
Uyandım, kabus, ter, yoksun.
Tuz sürdüm yüzüme.
2)
Kal’a boynundan koştum Anzelha’ya…
Her kim ki Cuma günü kırmızı tüylü balığı görürse üç duası kabul olur dedi; bir adam.
Üç duamı ettim.
Amin dedim.
Bekledim günlerce.
Kırmızı tüylü balığı gördüğümde salıydı.
Bir ümmeti olmayana Salı günleri de Cuma’dır dedi Azize; ve ekledi:
Madem ki ümmetin kardeşliğinden payımıza düşen vergiler ve red.
Öyleyse iman eden ve dağlara gidenlere andolsun ki
Öze Dönüşümüz tavafımızdır.
Anladım; öyle mi dedim. Gerçekten öyle mi?
Kobani Suruç arasında yedi kere koştum.
Kadınlar hep “şir” dedi…
Allah’a yalvardık karaborsaya düşmesin diye mamalar.
“Müslümanlara bir mesajın var mı” diye sorduk sınırın ardındaki Fatma anneye
“Müslümanlar kalbim ruhum yüreğim bedenim” üstüne dedi.
Sınırın bu tarafında dindarlarımız fısıldadı birbirlerine ; “bunlar teröristlere yardım ediyorlar” diye
Sınırın o tarafında çocuklar, yıkılmış evler, ve Amerika!
Biz dedik; gideceğiz bekleyerek
Bekleyerek gideceğiz kardeşlerimizi…
Onların aklı başına gelene kadar gideceğiz
Ve kalplerini hatırlayıp peşimizden gelene kadar bekleyeceğiz
Beş dağın kayaları arasından ıslık çala çala akıp kavuştuğunda nehirler
Barzan dulları ile beraber Enfal söyleyeceğiz.
Bizi hayat verecek şeylere davet ettiği zama dağlar.
Serçawa diyeceğiz.
Ve dua edeceğiz: rabbim kardeş halkları ıslah et ve halkların kardeşliğini bize bağışla
Ya sonra?
“şu adamları dinleri aldattı” diyen kalabalıklar arasında mağrur.
Kardeşlerimin kalbine bıçak ve uzak süreceğim.
Bıçaklar ve uzaklar dokunmasın diye
Kıyametin kopmakta olduğunu bilenlerle beraber siyaseti bırakıp fidan ekeceğim.
3)
...Sonra sen geleceksin
Heqim Dede mahlesinde kötülük bilmeyen çocuklarla ve kuşlarımızla büyüyeceğiz.
Geceleri gözlerimizi göğe dikeceğiz
Ve soracak Azize;
“Sabah yakın değil mi?”
Kadir Bal
17.05.2015 / namazgah-Üsküdar
04:16
5.0
100% (20)